Sihir

Sert rüzgârla savrulan kuru yapraklar… Apartman duvarına çarpıp duruyorlardı. Yaprakların üzerine basıp kalkan çocuk botları… Üç çocuk dikildiler. İçlerinden en kısası montun cebinden bir deste iskambil kâğıdı çıkardı. Sıska heyecanla yanındaki iri kıyımı dürttü “babası sihirbaz.” Rüzgâr hızlandıkça saçlar dağılıyor, montlar kabarıyordu. İri kıyım iyice montuna gömüldü. “Ne yapacaksan yap artık sihirbazın oğlu pöööh!” Kartları karıştırdı. Sıskaya uzatıp başını arkasına çevirdi. “Seç birini. Aklında tut. Sonra desteye geri koy.” Sıska kartı seçerken iri kıyım “of ya sihir falan yok, deste ayarlanmış. Ne seçersen seç bilecek.” Sıska kendini kaptırmış, kâğıda dikkatli bakıp geri koyarken rüzgâr şiddetli bir ıslık çalıp aralarından geçti. Savrulan kâğıtlar… Peşlerinden koşan çocuklar… Yere eğildikçe parmakların arasından kayıp giden kâğıtlar… Nefes nefese koşturmaca sonrası kâğıtlar toplandı. İri kıyım desteyi tekrar tekrar karıp kısaya verdi. Deste arasından çıkarılan kâğıt… Kısa kendinden emin “bu mu?” Sıska sevinçle baktı ama… Asılan surat… “Değil.” Kısa şaşkınlık içinde duyduğuna inanamadı “nasıl,” başka bir kâğıt çıkardı “bu,” başka, başka… Sıskanın umutsuzca sağa sola dönen başı… Pantolon cebine sokulan deste…  Adam arkasına baktı. Çocuk elini cepten çıkarıp mutfak tezgahı üzerinde duran meyve tabağına uzandı. Bir elma alıp ısırdı. Canı sıkkın “baba deste çalışmadı.” Adam desteyi çıkardı. “Seç bakalım.” Çocuk isteksiz bir kâğıt çekip baktı. Yerine koydu. Adam kardı. Desteyi çocuğa uzattı. Çocuk umursamadan yakaladı birini. Göz ucuyla baktı. Sesinde korku “nasıl yani, kâğıdım. Az önce neden çalışmadı!” Adamın çatılan kaşları “dilinde sihir kalbinde hile varsa anlayamazsın. Ve sihir her zaman senin istediğin değil doğru zamanda gerçekleşir. Düşün bakalım.”

Yorumlar