Kardan…

Ay ışığıyla aydınlanan karla kaplı bahçe… Ağaçların dalları kırıldı kırılacak… Apartman kapısı açıldı. Bir grup adam bahçeye çıktı. İçlerinden biri kahverengi montlu olanı bahçenin ortasına kadar yürüyüp durdu. Kollarını sağa sola kaldırdı. “İyice sıvayın.” Kar kümelerine girip çıkan eller… Adamın her tarafı karla kaplandı. Gözlerde kömür, burunda havuç… Kısa boylu “bunu da çalsın bakalım.” Grup hızla apartmana döndü. Rüzgar uğuldayarak esti. Dallardaki kar taneleri savruldu. Kardan adama doğru yaklaşan karaltı… Kara batıp çıkan botlar… Rüzgar nerdeyse adamı uçuracakken kardan adama kollarını doladı. Kaldırmaya yeltendi. Hayret dolu ses tonu “yerinden oynayacak gibi değil” tekrar deniyordu ki kardan adam çevik hareketle olduğu yerde arkasına döndü. Adam korkuyla geriye birkaç adım attı. Dengesini kaybedip düştü. Kalkmaya çalışırken kardan adam başından yakaladı. Göz çukurlarının içine giren buz parmaklar… Apartmanda bekleyen grup dışarı çıktı. Adamın sarsılan vücudu… Sırtı dönük kardan adama yanaştılar. Botların ucundan kara sızan kan… Öfkeli sesler… “gelmeyeceği tuttu”, “donmasa bizim ki”, Kardan adamın vücudundan karlar sıyrılıp döküldükçe tir tir titreyen kahverengi montlu adam ortaya çıkıyordu. Yere yığılan ceset…

Yorumlar