Terlik

Karanlık… Arka taraftan duyulan adam sesi “Kızım gel hadi!” Kapı açılırken içeriye dolan ışıkla yatağın üzerine düşen adamın gölgesi… Yakılan ampul... Pembe tonların kullanıldığı çocuk odası…  Adam yatak başucundan masal kitabını alıp oturdu. Odaya kız girdi. “Yana kay” deyip yatağa uzandı.  Çevrilen kitap sayfaları… Durdu. Sayfada bir saray… “Bir varmış bir yokmuş,” derken sayfanın üzerine konan çocuk eli… Kız merakla “Baba, külkedisi gerçek mi?” Adamın yüzünde çocukluğunda sorduğu benzer soruların aklına gelmesiyle oluşan şaşkınlık ifadesi “ne yazık ki değil.” Kız sıkıntıyla nefesini üfledi. Kadının çileden çıkmış yüzü… “Şuna bak, terliğin tekini kaybettiğine utanacağına,” eline pembe terliğin diğer tekini alıp öfkeyle sallayarak “koşturursan olacağı buydu, ne giycen şimdi!” Arka arkaya çalan kapı zili… Kadın, gözü kızın üzerinde kapıyı açtı. İlkokul çağında erkek çocuğu… Elinde terlik… Kızın yüzünde beliren sevgi dolu gülümseme… Çocuğun bir kıza bir yere bakan gözleri… Mırıldanarak “bahçede buldum.” Kızarmış yanaklar… Kız, çocuğun elinden hızla terliği alıp salona koşturdu. Sevinçle “Baba, baba külkedisi gerçekmiş”

Yorumlar