Kovan

Apartman önü… Sağa sola giden telaşlı insanlar… Kapıcı merdiven boşluğunda göründü. Bir elinde süpürge diğerinde faraş… Süpürmeye koyuldu. Kaldırım taşlarında gezinen tel tel çalılar… Kapıcı durdu. Dikkatle yere bakan gözler… Yan yana mermi kovanı, izmarit... Eğilip aldı. Pantolon cebine soktu. Oda penceresi arkasında kamera… Kapıcı apartmana girerken stop düğmesine basan parmak… “Burada duralım,” diyen erkek sesi… Amfide onlarca öğrenci duvarda donmuş görüntüye bakmaktaydı. Hoca kürsüde “Deneyimizde izmarit ve kovanı görülebilecek yere bıraktım. Kapıcının gözünde kovan değerli olduğu için yanında ki izmariti de aldı. Biz bu duruma “değer kayması” diyoruz kaymaya uğrayan nesne alfa nesneyle aynı muameleyi görür. İstisnası olmadı. Kapıcı kendi isteğiyle aldığını zannede dursun özgür iradesi söz konusu değil.” Havaya kalkan parmak… En önde oturan öğrenci “Kapıcı izmariti atmış mıdır?” Hoca alaycı bir tavırla gülerek “Mümkün mü?” Kendinden emin “Kovanla izmarit ayrılamaz,” derken amfinin kapısı açıldı. Kürsüye bırakılan kovan…

Yorumlar