Yaşlı kadınla genç kız
dere kenarından tepeye doğru ağır aksak yürüyorlardı. Ara sıra durup otların
arasında ellerini gezdiriyor özellikle aradıklarına rast geldiklerinde
yanlarında taşıdıkları poşetlere yolup sokuyorlardı. Yaşlı kadın soluk soluğa
kalınca gözüne kestirdiği ağacın gölgesine bağdaş kurdu. “Ah kızım dizlerim
öldürdü beni. Isırganlarda olmasa yataktan kalkmaya halim yok benim.” Kız sırt
çantasından su şişesi çıkarıp kadının yüzünü yıkadı. El uzatıp kadını kaldırdı.
“Anne akşam olmadan eve dönelim. Babamı da göreyim sonra fakülteye gideceğim.”
Birlikte otları, çiçekleri koklayarak gezerlerken kadın küçücük beyaz çiçekleri
olan ot öbeğinin yanından hızla uzaklaşıp tülbendiyle ağzını örttü. “Kızım
otlara yaklaşma kokusu üzerine sinmesin. Osuruk otu osuruk!” Kız tebessüm etti.
“Allium neapolitanum.” Kadın şaşırdı. “Ne diyorsun kızım sen?” “Anne, otun adı
diyorum Allium neapolitanum.” Kadın ya sabır çekti. Mırıldanıyordu. “Bu da
çıktığı kabuğu beğenmiyor!”
Yorumlar
Yorum Gönder