Dünya kahve günü

Mutfak tezgahı önünde sandalye ayakları… Yukarı doğru kayan görüntü… Sandalye üzerinde parmak uçlarında yükselmiş erkek çocuğu… Hızlıca dolap kapağını bırakıp sandalyeden atladı. Aceleyle mutfaktan çıkıp dış kapıya yöneldi. Hemen arkasında orta yaşlı kadın belirdi. “Nereye Can?” Örtülen kapı… Kadın şaşkınlık içindeyken salondan erkek sesi geldi. “Olta takımımı gördün mü?” Kadın sinirli, soluğu salonda aldı. “Bıktım Hakanından her pazar balık da balık. Benimle mi onunla mı evlisin belli değil.” Adam pişkin “abartıyorsun.” Sağa sola bakındı. “Telefonum nerde!” Kadın morali bozuk “getireyim.” Geriye döndü. Baza yanında şifonyer… Telefonu aldı. Birkaç adım atmıştı ki durdu. Ekran üzerinde kayan işaret parmağı… “Şu Hakanın sesini bir duyalım.” Telefonu kulağına yasladı. Kadın sesi “Mert merhaba.” Telefonu nasıl kapatacağını şaşırdı. Öfkeyle “Allah belanı versin Mert!!!” Yatak odasına telaşla adam girdi. Kadın üzerine yürüdü. “Sana dava açacağım. Sakın dönme.” Adam pişkin “ne oldu?” Kadının titreyen sesi “Hakan kadınmış” Adam önemsemez tavırla “Karısı.” Kadın ayaküstü sinirden sarsılıyordu. Kapıyı işaret etti. Adam omzunda oltası çıktı. Kadın arkasından kapıyı çarptı. Mutfağa girdi. Fincan takımına uzanan el… Cezveyle fincanı aldı. Durdu. Ters bir şey vardı. Takımı saydı. Göz bebeklerinde Can’ın mutfaktan kaçarcasına çıkışı… “Kırdın değil mi!” Arka arkaya çalan zil… Kısılan göz kapakları… Büzülen dudak… Kadın çocuğu omuzlarından tutmuş sarsıyordu. “Ne yaptın fincana babasının oğlu,” derken çocuk arkasında sakladığı elini kadına uzattı. Fincan içinde gül goncası… Çocuğun korkmuş kısık sesi “Dünya kahve günün kutlu olsun anne.” Kadın çocuğun omuzlarını bıraktı. Yaşla dolan gözler... Fincanı aldı. Mutlulukla baktı. Çocuğu saran kollar… “Çok teşekkür ederim canım benim, odana geç ben de geliyorum.” Kadın arka cebinden telefonunu çıkardı. Nefesini kontrol etti. Goncayı kokladı. Hoparlörü açtı. Rahat bir tonla “Aşkım gereksiz sinirlendim. Dava falan yok. Hakana selam söyle,” derken yan tarafa döndü direksiyon başında adamın gülümseyen yüzü… Torpido gözüne konan telefon… “Tabi söylerim, hatta hemen söylüyorum,” deyip başını çevirdi. Güzel bir kadın… Kulağa yaklaşan dudaklar… “Selam güzellik”        


Yorumlar