Enayi

Renkli şekerlerle dolu kavanoz... Küçük bir el kavanoza girdi. İçini karıştırdı, karıştırdı... Sırtında okul çantası tezgahın önünde çocuk... Elini kavanozdan çıkarıp bakkala uzattı. Adam şekerleri kese kağıdına koyarken çocuk bozukları sayıyordu. Demir paralara değen parmak ucu... Yaşlı bir adamın sesi arkadan duyuldu. "Mert, bana da aldın mı?" Çocuk gözleri paralarda ,"arkadaşlarıma aldım ama Hakan'a yok." Çocuk kese kağıdını çantasına sokarken içinden bir tane çıkarıp yaşlı adama verdi. Bakkal bozukları tezgah çekmecesine attı. "Haluk amca senin çam balı yarın gelecek uğrar alırsın." Yaşlı adamla çocuk bakkaldan çıktı. Çocuk önden hızlı hızlı yürürken adam seslendi. "Mert, Mert" Çocuk durdu, adam yetişti. "Bak," deyip kaldırım kenarındaki çiçekleri gösterdi. "Toprak onları ayırmadan kabul etmiş, kırmızı, beyaz, gül, sümbül, ısırgan da var," diye anlatırken çocuk ok gibi fırladı. "Okula geç kalacağım Haluk amca." Sert tonla "Merttt!!!" Çocuk bir an yavaşladı. Kıpırdayan dudaklar... "Hakan" kararsız kaldı koşmaya devam etti, durdu. Okul merdivenlerinde sağından solundan öğrenciler geçerken arkasına döndü. Hakan yüzünde pis bir sırıtma... Mert çantasından paketi çıkarıp bir tane şeker verdi. Ağızda sağa sola döndürülen şeker... Mert tam geri dönüyordu ki Hakan çanta askısından yakalayıp paketi zorla aldı. "Enayi!" Merti sert bir şekilde ittirip bıraktı. Mert sendeledi, sırasına oturdu. Öğrenciler sıkışa sıkışa bağırış çağrıs sınıfa girip yerlerine geçtiler. Uğultu... Mert kollarını kavuşturmuş başı öne eğik... Hakan'ın sesi "şekerlerini bakkalda unutmuşsun," sıraya bırakılan kese kağıdı... Keyifli, durumun değiştiğini anlatan ses tonu "enayi"

Yorumlar