Türlü türlü ağaçlar… Göğe uzanan dallar… Kuşlar aniden ağaçların üzerine doğru havalandılar. Sağa sola yatıp kalkan yerlerinden sökülüp savrulan ağaç gövdeleri… İri cüsseli dev, ağaçların arasından boş araziye fırladı. Dehşet dolu gözler… Arkasına bakmadan son sürat kaçıyordu. Top patlama sesleri… Sağına soluna düşen güllelerle sarsılan dengesini korumaya çalışan dev… Yavaşladı. Bir anlığına durdu. Hızla kalkıp inen göğüs kafesi... Çevresine göz gezdirdi. Kıpırdayan dudaklar… Sayıklama… “Nereye saklanacağım! Nereye saklanacağım! Nereye saklanacağım!” Ne tarafa baktıysa upuzun yayılan ova… Başını arkasına çevirdi. Onlarca topçu ağaçların önüne çıkmış gülleler namlulara sokuluyor. Arkalarında kılıçlı süvariler… Dev son gayret koşacakken hemen yanından bir sesleniş duydu. Kulak kabarttı. “Arkama saklan, arkama saklan, arkama.” Sağa döndü sola döndü, sesin kimden, neyden geldiğini göremedi. “Aşağıya bak!” Dev gözlerini yere eğdi. Küçük sarı bir çiçek… “Hadi, çabuk arkama geç.” Kararsız kaldı. Tereddütle “Arkanda görürler beni.” Çiçek ısrarla “Görmezler.” Hücum borusu sesi duyuldu. Havaya kalkan kılıcın parlak gövdesinde ışıldayan güneş ışığı… Dev, çiçeğin arkasına geçti. Patlamalar… Namlu ağızlarından boşalan dumanlar… Devin parçalanan vücudu… Havaya dağılan organlar… Mause tuşuna basınca çıkan klik sesi… Donan görüntü… Sırtları dönük laptop önünde oturan adamla çocuk… Çocuğun canı sıkılmış “Baba, devi niye öldürdün. Böyle animasyon yapılmaz ki. Hem çiçeğin arkasına saklanmıştı. Görünmemesi gerekiyordu.” Adam “devin görünmeyeceğini sana düşündüren neydi?” Çocuk “masalda her şey mümkün, sonuçta dev var, konuşan çiçek var.” Adam “her şey mümkün mü?” Çocuk başıyla onayladı. “O zaman çiçeğin yalan söylemesi de mümkün?” Çocuğun derin düşüncelere dalmış hareketsiz gözleri… Arkasında beliren kara tahta… Uzaktan yakınlaşarak, alçaktan yükseğe duyulan kadın sesi “Mehmet sana diyorum, Mehmet!” Kapanıp açılan gözler… “Melisanın parasının kaybolduğu gün nöbetçiydin. Sınıftan hiç çıktın mı?” Mehmet kekeleyerek “çıkmadım öğretmenim.” Kadının sesi “sınıfa Ersinden başka giren oldu mu?” Mehmet’in büyüyen göz bebekleri… Arka sırada yan yana oturan iki çocuğun yansıması… Başlarını ‘hayır’ anlamında yavaşça kaldırdılar. Mehmet kısık sesle “Olmadı.” Yan tarafa kayan görüntü… Başı öne eğik çocuk itirazla, gözyaşlarıyla başını kaldırıp yanında dikilen kadına baktı. “Öğretmenim ben almadım, Borayla Hakan da vardı.” Kadın çocuğu kulağından tuttu. “Disiplin kurulunda derdini anlatırsın” deyip kapıya doğru yürüdü. Koridora açılan sınıf kapısı… Kız öğrenci panikle dışarı fırladı. Koridorda “para mı çalmışlar, para mı çalmışlar,” diye bağırıyordu. Mehmet bir elinde gazoz diğerinde simit dışarıdan koridora girdi. Melisa öfkeyle Mehmet’e doğru koştu. Mehmet’in yavaşça açılan elleri… Ağır ağır düşen simitle şişe… Yerde seken simit… Dağılan susam taneleri… Kırılan şişe... Sıçrayan gazoz… Melisa hesap sorar tonla “sınıfta neden yoktun kim çaldı para mı kim, söyleyeceğim seni öğretmene,” derken Borayla Hakan arkasından yanaştı. “Biz gördük, az önce Ersin sınıfa girmişti, değil mi Mehmet” Mehmet yutkundu. “Evet, Ersin girmişti.” Melisanın sinirden kızarmış yüzü…”Gününü görecek!” Mehmet’e omuz atıp yanından geçti. Mehmet az kalsın yere kapaklanacak gibi oldu. Kolundan Ersin yakaladı. “Mehmet bağcıkların çözülmüş.” Öğrenciler okula girerken çalan ders zili… Bora, arkadan Mehmet’le Ersinin arasını girdi. Hakan da Ersinin diğer tarafına sokulup ortalarına aldılar. Bora Ersinin kulağına “Bana baka zeka küpü, sınavda kopya vermezsen,” diyordu ki Ersin kolunu çekip kurtardı. Diklenerek “ne olurmuş, kopya falan yok,” hızla sınıfa geçti. Boranın kısılan gözleri… “Ne mi olurmuş!” dudaklarında alaycı gülümseme… Kadın öğretmenin duyulan sesi “Feridun bey, şurada sınıfa doğru yürüyen Bora yanındaki de Hakan.” Feridun ekrana doğru yaklaştı. Öğretmen biraz yana doğru çekildi. “Mehmet kantine gittiğinde sınıfa girmişler.” Feridun masanın arkasından çıkıp ön taraftaki koltuğa oturdu. “Ersin de arkalarından girmiş. Bu durumda Mehmet suç ortağı gözüküyor. Sizden yardımınızı istiyoruz.”
Yorumlar
Yorum Gönder