Koli

Beyaz kağıt üzerinde “Mega Koli” yazısı… Yaşlanmış avuç içlerine oturmuş koli köşeleri… İki büklüm ihtiyar adam koliyi zorlana zorlana taşıyordu. Bir anlığına durup başını kaldırdı. Fısıldadı, “az kalmış.” Durakta bekleyen insanlar… İhtiyar adamın dizlerinin bağı çözüldü çözülecek arkasından bir ses “Amca yardım edeyim mi?” Orta yaşlı yoksul görünümlü adam koliyi iki yanından kavrayıp kucağına aldı. İhtiyar mutlulukla “Allah razı,” diyordu ki adam önden hızla yürüyüp topukladı. Durumu fark eden büfeci telaşla dükkandan fırlayıp ihtiyarın yanına geldi. “İyi misin amca, üzülme,” dediğinde ihtiyarın yüzündeki gülümsemeye şaşırdı. “Sen bekle,” deyip peşine düşecek oldu ama ihtiyar kolundan tutup bırakmadı. Kuvvetle çekilen kol… Adam kolunu kadından kurtarıp havaya kaldırdığı kitabı yere fırlattı. Öfkeyle “ramazan kolisinde kitabın işi ne ha işi,” deyip elini koliye tekrar soktu. Kalınca başka bir kitap daha çıkartıp savurdu. “Kitap, kitap, kitap.” Kadın korkuyla köşeye sinmiş çocuklar koltuk arkalarından dehşetle izliyorlardı. İlkokul çağındaki çocuk adamın arkasından emekleyerek yanaştı. Hızla kitapları toplamaya koyuldu. Adam ayaklarının dibinde kıpırtıyı fark etti. Başını eğdi. Çocuk yukarı doğru baktı. Donup kalmış gözler… Sanki gök gürledi. Adam “Metin” Yavaşça kapanıp açılan kirpikler… Kadın sesi “…Bey, okuma sevginizin başladığı hatıranız çok çarpıcıymış.” Takım elbise içinde orta yaşlı bir beyefendi… “Hiçbir şey yemeden oruç tutmuştum. Ama o koli beni,” durdu, konuşacak oldu … Göz pınarlarında büyüyen damlalar… Yaşları silen buruşmuş parmaklar…  Nefret dolu erkek sesi “Şuna bak utanmadan ağlıyor.” Yanak kırışıkları arasından süzülen bir damla yaş… Aşağılayıcı kadın sesi “Ne demek baba, satılmasın diye altın değerindeki sahaflık kitapları koliyle kaçırmak.”

Yorumlar