Kesişme

Şehrin üzerini kasvetle örten yağmur yüklü gri bulutlar… Her biri farklı amaçlar peşinde aynı kaldırımda hızlı hızlı yürüyen insanlar… Bir çocuk… İncecik üst başlı, üç numara traşlı… Elini onlara doğru kaldırmış yakarır gözlerle bakıyor… “Allah rızası için,” önlerine çıkıyor, insan seli sağından solundan akıyor. “Ne muradınız varsa versin,” Yavaşlamıyorlar, çocuk onlara yetişemiyor. Gök gürültüsü kaldırım boyu uzanan mağaza vitrinlerini titretti. Çocuk tente altına sığındı. Kalabalık mağazalara, pasajlara dağıldı. Birkaç yağmur damlası düştükten hemen sonra sağanak bastırdı. Çocuk bağdaş kurup oturdu, sesini yükseltti ama yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyordu. Çocuk daha da yükseltti “Allah rızası için.” Kimse önünde durmadı. Çocuk avuçlarını göğe doğru kaldırdı. “Allah’ım bana zenginlik ver.” Ellerini yüzüne sürerken kaldırım kenarından üzerine doğru yükselerek vuran su dalgası… Sırılsıklam kıyafetler… Arabanın arkasından bakakaldı. Sustu. Başı öne eğildi. Alnından süzülüp burun ucundan düşen damla… Önüne fırlatılan madeni para… Islak kirpikler hareketsiz… Uzanıp parayı aldı. Ayağa kalktı. Sağına soluna baktı. Karşı tarafta fırın… Yolu hızla geçti. Fırın vitrininde dizili ekmekler… Soluksuz içeri girdi. Odun fırınına ekmek süren ihtiyar fırıncı… Çocuk “bir ekmek amca” İhtiyar unlu ellerini önlüğünde temizleyip arkasına döndü. Tezgâh üzerindeki sepetten bir ekmek uzattı. Çocuğun titreyen eli… İhtiyar “Geç bakalım fırının yanına” Çocuk sevinçle yanaşıp oturdu. Ekmekten kopardığı bir parçayı iştahla yemeye koyuldu. Kürek üzerine dizilen ekmek hamurları… İhtiyar merakla “Adın ne senin?” “Umut” İhtiyar küreği ittirirken beline giren ağrıyla iki büklüm oldu. Zorlansa da bırakmadan sürdü. Yavaşça çocuğun yanına ilişti. Arka tarafa doğru baktı. Çaresizliğe batmış gözler… Üst üste yığılmış çuvallar… Bir hamal omzuna aldığı çuvalı yığının üzerine savurdu. “Tamamdır babalık.” İhtiyar cebinden çıkardığı bir tomar paranın arasından birkaç banknot çekip verdi. Hamal fırından giderken ihtiyar “Allah’ım bana bir yardımcı gönder,” diye fısıldadı.