Görme biçimi

Sokak lambasının aydınlattığı market duvarı… Koyun kapıyı çekerken arkasından ona doğru horoz koşuyordu. “Duuur!!!” Koyun yavaşça başını çevirdi. “Sami gece gece hayır mı?” Horoz nefes nefese kalmış “Pil var mı?” Koyun “Samir var, var ama; kasayı kapattık canımın içi yarın sabah gel, bakarız.” Horozun gözü üzerine düşen ibiği… Boynu bükük… Korkuya gözleri büyüdü. Panikle tünekten fırladı. Çıkardığı gürültü patırtıya eşi tavuk uyandı. “Sami ne koşturuyorsun, bırak artık şu işi!” Horoz pencereden dışarı baktı. “Şükür güneş doğmamış, hızla koşarsam yetişirim.”  Kümesten çıkarken tavuk “herkes telefonla kalkıyor artık, of Sami of neler kaçırıyorsun haberin yok.” Horoz kanatlarını çırpa çırpa koşuyor hızını alıyor havalanıyor, koşuyor, rüzgarından çimenler yatıp kalkıyordu. Uzun bir koşu sonrası çitlere ulaştı. Adım atacak hali kalmamıştı. Zorlana zorlana tırmandı. Derin bir nefes alıp öttü, öttü, öttü… Heyecanla çevre evlerin pencerelerine baktı. Karanlık… Sevinçle kocaman açılan gözleri yavaş yavaş küçüldü. Göğsü söndü. Kendi kendine “babam öttüğünde ışıklar hemen yanardı.” Traktörlere, biçerdöverlere baktı. Ağaç altında paslanmaya bırakılmış karasaban… Göz bebeklerinde kocaman horozun arkasında yürüyen piliç… Sabanın üzerinde öterken babasına eşlik ediyordu. Yavaşça arkasına dönüp çitten atladı. Bitkindi. Doğan güneş gözlerine değince kamaştırdı. Kanadını kaldırıp siper yaptı. Bir adım bir adım derken ayağı takıldı. “Hooop baba” civcivler, tavuk, kümesin önünde eşeleniyor, solucanları mideye indiriyorlardı. Tavuk sitem dolu “Her sabah neleri,” derken horoz lafını “kaçırıyorum, telefonla uyanıyorlar, biliyorum Yeliz biliyorum, ama ne yapayım baba mesleğim, ona da dedesi, ona da ona da işte öyle” diye keserek kümese girdi. Tüneğin altında sandık… Horoz çömelip sandığı açtı. Hüzün dolu yüzü… “Buraya kadarmış.” Kanadını sandığın içine soktu, yukarı kaldırıp tüneğe tutundu. Kanatları titreye titreye kendini çekti. Yerleşti.  Ağırlaşan göz kapakları… Kapandı kapanacak… Kapandı. Göz kapaklarında görünen ayışığı kayıp giderken yerine güneş ışığı geldi… Öfke dolu ses “Babaaa, neden ötmedin!!!” Horozun kocaman açılan gözleri… Yerinden sıçradı. Kekeleyerek “saati kurmuştum.” Arkadan diğer civcivler “anne okula geç kaldık.” Tavuk tünekten atlayıp saate baktı. “Aferin Sami, pili yok.”

Yorumlar