Audaces fortuna juvat

Ofis ortamında genç bir adam… Hemen karşı masada çalışan kendi yaşlarında sekreterden gözünü alamıyor kadın başını kaldırdığında hızla gözlerini sağa bazen sola kaçırıyordu. Kadın durumun farkındaysa da bilmemezlikten geliyor aralarındaki küçük oyunu sürdürüyordu. Fotokopi makinesi sesi… Tepsiye çıkan kağıtlar… Adam hayatından bezmiş, kapağı kaldırıp kağıdı aldı yenisini yerleştirip indirdi. Tam karşısında kadının gülen yüzü… Tutulan nefes… Buz kesen avuç… Kadın meraklı tonla “Canın çok sıkılmış gözüküyordu, iyi misin?” Adam bir an kekeleyerek “Monoton bir gün, diğer günlerden farksız hep aynı hep aynı.” Kadın yüreklendirici bir tavırla “Ben servisten indikten sonra eve farklı yollardan giderim, bugün sen de dene olur mu.” Adam mırıldanarak “Denerim.” Kadın odadan çıkarken durup geri döndü elindeki kağıdı uzattı “On kopya da benim için.” Adam kağıt elinde dona kalmıştı. Kadın giderken arkasında bıraktığı rüzgar, parfüm kokusunu dört bir yana dağıttı. Adam gözlerini kapayıp derin bir soluk çekti. Durdu, durdu, durdu vermekte isteksizdi. Çaresiz bıraktı. Gözlerini açtı. Önce evine giden diğer yola sonra önüne baktı. Yürümeye devam etti. Dükkan vitrinine dayanmış çerez standı… Bir paket alıp içeri girdi. Yaşlı adam kasanın arkasında bulmaca çözüyordu. “Kolay gelsin,” deyip parayı uzattı. Yırtılan cips paketi… İçine giren el… Kadın çıkardığı cips parçasının ucunu ısırdı. “Yeni yol nasıldı neler gördün anlat bakalım.” Güm güm atan adamın kalbi… “Şey… Yavru bir köpek sokaktan çıkana kadar beni takip etti. Bahçe duvarının arkasında dalları çiçeklenmiş ağaçlar ve duvara sprey boyayla yazı yazan bir çocuk…” diye anlatırken kadın heyecanla böldü “çok heyecanlı geldi bana anlattıkların, kızmadın değil mi peşine takıldığıma.” Adamın içinde kopan fırtınalar… Çalışan motor sesi… Servis kalktı. Yanan kırmızı ışık… Yavaşlayıp durdu. Adamla kadın önünden geçip kaldırıma çıktılar. Kadın “Daha gelmedik mi?” diye sordu. Adam elini başına doğru kaldırdı. Alın üzerinde ter damlaları… Sildi. “Geldik,” deyip yola döndü, peşinde kadın… Kadının gözlerinde adamın anlattıklarını arayan bakışlar… Adam kararını vermiş kadına gerçeği söyleyecekken arkalarından gelen köpek sesi… Kadın sevinçle dönüp eğildi. Yavru köpeği kucağına aldı. “Çok şirinmiş.” Kadının mutlulukla büyüyen göz bebekleri… “Erik ağaçları, harika.” Köpeği adama verip duvara doğru koştu. Duvar üzerinden yola uzanan dallar… Kadın çiçeklere yakından bakarken unuttuğu bir şeyi hatırladı. “Yazı,” deyip geri çekildi. “Vaaav!!!” Çantasından telefonunu çıkarıp adama uzattı. Ekranda ‘Talih cesaret edene güler.’ Yanında kadın…

Yorumlar