Şapka

Bahçe içinde tek katlı bir ev… Dalların arasından süzülen güneş ışığı perdesiz pencerelerden yansımakta... Sırtları dönük çocuklu bir çift eve doğru yürüyerek yaklaştı. Kadın “doğum günüme de bir şey kalmadı,” adam çokta oralı değil “sana yeni ev aldım işte.” Kadın bilmiş bir imayla “evi bana değil bize aldın. Artık ne alırsın sen düşün,” Adamın aklı evde “bilmem ne alırım.” Kilit yuvasına giren anahtar… Adam sevinçle çevirip kapıyı açtı. Çocuk kadının elini bırakıp hızla içeri girdi. Peşinden kadınla adam. Çocuk antreden yukarı doğru uzanan merdivenleri ikişer üçer sıçraya sıçraya çıktı. Adam ilk merdivende durup arkasına baktı. Kadının sirke satan suratı… düşük enerji yüklü sesle “çok pis, havasız.” Adam daha fazla dinlemeden pıtır pıtır yukarı çıkmadı sanki kaçtı. Kadının duvarlarda gezinen bakışları… Sıva dökükleri… Kararmış boya tabakası… Yer yer rutubet pamukçukları… Kadın eliyle göğsünü bastırdı. “Aklımı kaçırmasam iyidir.” Karşısındaki duvarda su toplamış yanık yarasına benzer kabarıklığa tiksinerek baktı. Yaklaştı yaklaştı. Kabarıklığa değdi değecek uzanan parmak… Kabarıklığı bastıran parmak ucu… Aşağıya doğru çekilen kalem ucu… Çocuk duvara bir şey karalıyordu. Keyfi yerinde… Arkasından adamın sesi duyuldu “vaaay senden önce kalan çocuk çizmiş ha!? Bizim bahçe değil mi bu?” Çocuk başını çevirdi. Adam detayları görmek için biraz daha yaklaştı. Renkli kalemlerle boyanmış bahçeli ev resmi… Adam eğilip çocuğun yaptığına bakarken kadın odaya girdi. Arka arkaya nefessiz sıraladı “Pencere kasaları dökülüyor değişmemiz gerekli, bu arada evde elektrik yok, duvarlar rezalet kim bilir kaç kat boya atmamız gerekecek, haftalar sürer, ne haftası aylar, üstelik tek katlı ev hırsızlara davetiye çıkarır pencerelere demir parmaklık ve hırsız alarmı” adamla çocuğun kendisini dinlemediğini fark edince ne yaptıklarını merak etti. “Sözün bittiği yerdeyiz” anlamı taşıyan tonla “duvar resmimiz eksikti,” deyip iyice yaklaştı. Adamla çocuk kıkırdıyordu. Kadın şaşkın “sevdiniz mi?” Çocuk yalvarır sesle “anne duvarı boyatmayalım nolur” Adam kenara çekildi. Arkasına çocuk saklandı. Başını adamın koltuk altından uzattı. Eve doğru süpürgesiyle uçarak yaklaşan bir cadı… Kadının yan tarafa çevrilen başı… Soğuk, çelik bir ifade… Uzanıp adamdan kalemi aldı. Duvara bir şey çizdi. Geri çekildi. Tebessümle “şapkasız cadı mı olurmuş.” Adamın sevinçle parlayan gözleri “şapka”

Yorumlar