Geniş,
ferah bir salon… Büyük pencereden süzülen ışık koltuğunda gazete okuyan adamın,
sehpanın önünde bavul hazırlayan kadının üzerine düşmekteydi. Kadın neşeyle
gömlekleri katlarken “Önce dağ tırmanışı yaparız.” Adam soğuk bir sesle
“Tehlikeli, olmaz.” Kadın bir an durdu. Öfkesini tuttu. Neşesini koruyarak
“Rafting yaparız.” Adam sayfa çevirdi. “Çok tehlikeli, olmaz.” Kadının
yanakları kızardı. Adama döndü. Evin dış kapısı açıldı. Bir kız bir erkek
çocuğu içeri girdiler. Kız elindeki düş kapanını havaya kaldırdı. “Anne, kapıya
asabilir miyiz?” Kardeşi sandalye alıp kapı önüne çıkarırken “Bizi
kötülüklerden korur.” Kadın ayağa kalkıp adamın üzerine yürüdü. “Kızım onu
değil babanı asarız.” Gazeteyi çekip fırlattı. Adamın korku dolu yüzü… Omzu
üzerinden taş parçası yuvarlandı. Aşağıya baktı. Üzerinde tırmanış kıyafeti…
Sarp dağ yamacı… Gözünün önüne kalın bir ip sarkıtıldı. Kadının sesi
“Tırmannn!”
Yorumlar
Yorum Gönder