Vazgeçiş


Kiraz ağaçları… Çevresi tel örgüyle dönülmüş bahçe… İki çocuk merdiveni başından sonundan tutmuş arkalarında kadın yürüyorlardı. Kümes… Odunluk… El arabası… Kadın elinde boş kovalar… Tıngır mıngır… Öndeki çocuk morali bozuk “Anne ya, babam neden yatıyor!” Kadın sesinde neşe “Bugün günlerden ne bakalım?” diye sorunca diğer çocuk “Babalar günü.” Dalları yüklü ağacın dibinde durdular. Kadın merdiveni gövdeye yasladı. Somurtana baktı. “Çık bakalım tepeye.” Diğer çocuk boyu erdiği dallara uzanmış üçer beşer kirazları yiyordu. Kadın fark etti. Ensesine patlattı. Çocuk kıkırdadı. Tavuklar, civcivler peşi sıra ağaçların arasına yayıldılar. Kahverengi, siyah, beyaz, kırçıllı tavuklar… Civcivler annelerinin eteklerinde… Horoz kümesin kapısında belirdi. Boynu uzadı, göğsü kabardı. “Ü ürü üüü” Tavuklar ağaç diplerini eşeliyor civcivler gagalarıyla araştırma yapıyorlardı. Horoz kahverengi, siyah, beyaz, kırçıllı tavuğa baktı. Civcivler annelerinin etrafında… Tekrar öttü. Tavuklar… Civcivler… Topraktan çıkarılan solucan… Havada kovalanan sinek… Birbirinden kaçırılan ekmek… Horoz göğsünü kabarttı. Sallanan ibik… Vazgeçti. Kümesin yanında kırmızı kap… Gıdaklaya gıdaklaya yürüdü. Gagasını suya daldırdı.

Yorumlar