Şiirin kodu


Kapı zili arka arkaya çaldı. Kadın koridorda göründü. Hızla kapıya yürüyüp kocaman bir gülümsemeyle açtı. Hayatından bezmiş, sırt çantası ayaklarının önünde sürünen erkek çocuğu başını kaldırıp kadına baktı. “Anne kod yazmasam olur mu?” Kadının yüzü düştü. Eğilip sürünen çantayı kaldırdı. Çocuk oflaya puflaya içeri geçti. Kadın attan düşmüşe dönmüştü. Toparlandı. Çocuğun peşinden odasına girdi. Çocuk çalışma masasında sandalyeye oturmuş kolları kavuşmuş dönüyor, yavaşlayınca ayak parmaklarını sürüyerek hızlandırıyordu. Kadın eşikte seyretmeye son verip odaya daldı. Sandalyeyi tuttu. “Arkadaşlarının hepsi kod yazıyor. Ne demek kod yazmam!” Çocuk üzerindeki baskıya rağmen “Şiir yazsam.” Kadın öfkeyle bir şeyler mırıldanırken elini çantaya sokup kalın bir kitap çıkardı. Kuvvetle masaya vurdu. Çocuk kapağın ucunu tuttu. Açarken bıraktı. “Sen annelerin en güzeli, evimizin kıymetlisi,” derken kadın sus işareti yaptı. Çocuğun başı eğildi. Kadın azarlar tonda “Kod yazılacak.” Çocuk istemeye istemeye çantadan laptopu çıkarıp kucağına yerleştirdi. Kadın kapıya doğru birkaç adım atmıştı ki durup arkasına baktı. Gülümsüyordu. “Devamı nasıl?”

Yorumlar