Masa lambasının ölgün
ışığı evrakların arasında sağı solu sıkıntıyla karıştıran ihtiyar adamı
aydınlatıyordu. Aramaktan iyice yorulunca koltuğa yığıldı. Kapı aralandı.
İçeriye aşağı yukarı adamla aynı yaşlarda kadın girdi. “Müfit efendi, yarın
saat üçte dişçiyle randevum var. Unutursam hatırlatırsın.” Gerisin geri
çıkarken durdu. Adamı dikkatle süzdü. “Karadeniz’de gemilerin mi battı?” Adam
derin bir soluk verdi. “Gözlüğümü bulamadım. Önümü göremiyorum.” Kadın
gülümsedi. “Ah Müfit efendi ah! Yıllardır hiç değişmedin. Gözünde ya.”
Yorumlar
Yorum Gönder