Köy çeşmesinin hemen
yanında bir grup çocuk misket oynuyor, kız çocukları uçurtma uçuruyordu.
Ceplerini dolduran iki çocuğa diğerleri itiraz edince tartışma çıktı. Kahvede
çayını içen ihtiyar bastonunu kaldırıp üzerlerine yürüyünce çocuklar
kaçıştılar. İki çocuk; biri büyük diğeri küçük taş duvarın gölgesine saklandı.
Soluklanıp çömeldiler. Şişmiş şort ceplerinden avuç avuç misketleri önlerine
yaydılar. Büyüğün önü epey kalabalıktı. Misketlerini tek tek sayıyor onarlı
grupluyordu. Küçük, içinde kırmızı, yeşil ve mavi renk kuşakları olan misketi
alıp göz hizasını kaldırdı. Tek gözünü kapayıp iyice yaklaştırdı. Misket içinde
kuşakların etrafına dağılmış küçük hava kabarcıklarını görebiliyordu. “Abi
baksana,” diye büyüğü sarstığında eline tokat geldi. “Dikkatimi dağıtma!”
Kırmızı kuşak üzerinde turuncu izleri görünce heyecanlandı. “Harika!” Büyük,
beş grup toplamıştı. Altıncı gruba baktığında yanaklarını şişirip sıkıntıyla
üfledi. Tekrar saydı. “Dokuz!” Küçüğün önüne gözü ilişti. Misketler dağınık,
aralarında karıncalar koşturmaktaydı. Elinin tersiyle toprağı düzledi.
Onunkileri de hızla grupladı. İki grup ortaya çıktı. Kardeşini süzdü. Misketi
evirip çevirip şaşırıyordu. Gözlerini ondan ayırmadan bir tane misket aldı.
Eksik grubuna katarken kardeşi elini havada yakaladı. “Versene!” Büyük, kolunu
kuvvetle kurtarmaya çalışıyor küçük direniyordu. Boğuşurken büyüğün grupları
dağılınca küçüğe şamarı yapıştırdı. Küçük, boğuşmayı bırakıp yanağını ovarak
ayağa kalktı. Başı eğik, ayaklarını sürüye sürüye büyüğün önünden yürüyüp
geçti. Büyük, misketleri gruplayıp tekrar tekrar saydı. Sevinçle “Hepsi tam!”
Başını çevirip kardeşinin arkasından baktı. Rüzgâr tozu dumanı katıyordu.
Duvardan güç alıp ayaklandı. Elini havaya kaldırdı. Seslenecekken uçurtmalarını
kaçıran kızlar bağrış çağrış yanından koşup geçti. Savrulan uçurtmaya gözü
kaydı eli düştü.
Yorumlar
Yorum Gönder