Çakmağın
alevi karanlığı aydınlattı. Mumun gölgesi duvara düştü. İp alev aldı. Peşi sıra
diğer mumlarda yakıldı. Sofra donatılmıştı. Siyahlar giyinmiş kadının üst
başındaki pullar parlıyordu. Kadın çakmağı söndürdü. Ark arkaya zil çaldı.
Salondan çıkarken komodine yerleştirilmiş gramofonun iğnesini dönen plağın üzerine
indirdi. Keman melodisi dört bir yana yayıldı. Kadın önde arkasında takım
elbiseli adam salona girdi. Adam sofrayı görünce duraksadı. Kadın adamın önüne
gelip kravatını sıkılaştırdı. Omuzlarına dökülmüş kepekleri silkeledi. Koluna
girip sandalyesine kadar eşlik etti. Adam oturunca karşısındaki yerine geçti.
Birlikte peçetelerini yakalarına sıkıştırdılar. Adam tabağın yanındaki çatalla
bıçağı aldı. Kadın tabaktaki tek parça bifteği büyük bir iştahla parçaladı.
Adam çatalını parçalardan birine batırıp ağzına götürdü. Kadın az kızartılmış
parçayı yavaş yavaş ağzında dolaştırırken gözleri kapandı. Adamın mırıltısı
parçayı her döndürüşünde daha da artıyordu. Aniden salonu cızırtılar doldurunca
gözleri açıldı. Kadının başından çevreye yayılan elektrik kıvılcımları
gözlerini kamaştırmıştı. Kadının gözleri kafasındaki çukurlardan dışarı doğru
yaylandı. Saçları diken diken olup alev aldı. Adamın ağzı kocaman açıldı.
Çatalla bıçak ellinden düştü. Kadının bedeni kontrolden çıkmış her bir yeri
ayrı ayrı oynuyordu. Hareketleri hızlandı. Eklem yerlerinden gri duman
çıkıyordu. Hareketleri yavaşlayıp durdu.
Kadının
deri yanıklarının altında metal gövdesi görünüyordu. Bir polis ellerinden
diğeri ayaklarından tutup yanmış bedeni yere serili ceset torbasına yatırdı.
Adam eğilip fermuarı çekti. Arkasında komiser dikiliyordu. “Hakan Bey, eşinizin
robot olduğunu fark etmediniz mi? Kaç yıllık evliydiniz?” “Adam olduğu yere
oturdu. “Biz… biz on bir yıllık evliydik.”
Bir
grup araştırmacı beyaz duvarlı odada yatak etrafında toplanmış kendi aralarında
konuşuyordu. Arkalarından bir kadın gelip aralarına girdi. Heyecandan yerinde
duramıyordu. Yatağın başında konuşan ihtiyar adam durup dik dik kadına baktı.
“Serap Hanım biz de ‘Sentetik vücutta sinir iletimi’ni konuşuyorduk. Umarım
araştırma sonuçlarınızı paylaşırsınız.” Bakışlarını kadından çekip konuşmasına
devam etti. Kadın cebinden doğrum kontrol çubuğunu çıkarıp yanındaki arkadaşına
gösterdi. “Pozitif!” Arkadaşı gözleri ihtiyar adamda kadına doğru fısıldadı.
“Hakan biliyor mu?” “Söyleyeceğim.”
Adam
öfkeyle salonda bir o yana bir bu yana dolanıyor, kadın köşeye sinmiş
ağlıyordu. Adam kadına doğru döndü. “Biz evli bile değiliz. Ailem öğrenirse
evlatlıktan ret edilirim. Çocuğu aldır! Çöz bu meseleyi.” Kadın gözyaşlarını
sildi. Birkaç defa derin nefes alıp vererek kendisini sakinleştirdi. Ayağa
kalktı. “Çözeceğim.”
Yorumlar
Yorum Gönder