Mezarlıkta
ağaçlar yeşillenmiş, mezarlar türlü çiçekle renklenmişti. Orta yaşlı çift
tekerlekli iskemlesini ittirdikleri ihtiyar kadınla taşlı yolda ilerliyordu.
Delikanlı
koşarak mezarlığa girdi. Gül dalları yükselen mezarın yanından geçerken bir
tane kopardı.
İskemlenin
ince tekerleri dönerken zorlanmakta ihtiyar kadın sarsılmaktaydı. Kadın yön
verirken devirecek gibi olunca adam iskemlenin didonlarını tuttu. Yoldan çıkıp
mezarların arasına girdiler. Kadın hüzünle “Babamın ki şurada.” Adam mezarın
ayakucuna iskemleyi yaklaştırdı. İhtiyar kadının başı hafif hafif sallanıyor,
parmakları titriyordu. Kadın “Anne, babama geldik.” İhtiyar başını adama
çevirdi. Kadın çömelip donuk ifadeli gözlere baktı. “Anne, babama geldik.
Evlilik yıl dönümünüz.” İhtiyar başını mezara döndürdü. Kaşları çatıldı. “Hep
aynı numara!”
Delikanlı
yatağa uzanmış gözleri kapalı, kıpırdamıyordu. Genç kız söylene söylene yatağa
yanaştı. “İlk yıl dönümümüzü nasıl unutursun!” Karnına yumruğu yapıştırdı. “Ölü
taklidi yaparak kurtulamayacaksın!” Delikanlı çevik hareketle kıza sarılıp
yanına yatırdı. Gömleğinin içine elini sokup tek dal gül çıkardı.
Yorumlar
Yorum Gönder