Yaşlılar
yurdu sakinleri hobi odasında keyifli uğraşlarla vakit geçiriyordu.
Büyük
pencere önündeki masa, yalnız adamı misafir etmekteydi. Dışarıyı seyrediyordu.
Hizmetli yanaştı. Bir bardak ıhlamuru satranç tahtasının yanına bıraktı.
“Mehmet amca, günlerdir oynamadın. Esir oldun masa başında.” Adam kaşlarını
çattı. Kollarını kovuşturdu. “Sıra bende değil!” Hizmetli, adamın omzuna
dokunup uzaklaştı.
Hoparlörden
melodili zil sesi yükseldi. Sakinler birer ikişer masalardan kalkıyordu.
Adamın
gözleri satranç tahtasında, dalmıştı. Arkasından hemşire seslendi. “Ziyaretçin
var.”
Genç
adam boş koltuğa oturdu. Adamın gözleri yaşardı. Eliyle ağzını
kapadı.“Bilalll!”
Genç
adam cebinden kâğıt parçası çıkarıp uzattı. Adam elini kaldırdı. Parmakları
titremekteydi.
Genç
adam acı dolu bir sesle “Babam size ulaştırmamı istemişti.”
Adam
kâğıdı okuyup taşı oynattı. Sıra kendisine geçti. Hüngür hüngür ağlarken
taşlarına tek tek bakıyordu. Çıkış yolu aradı. Arkadaşı yapabileceği bir şey
bırakmamıştı. İstemeyerek kaleyi kaydırdı. “Şah mat.”
Yorumlar
Yorum Gönder