Gece
yarısı ay ışığı ovayı aydınlatmaktaydı. Yarasalar ağaçların arasında uçmakta
bekçi köpeği kulübesinin önünde dikilmiş karartılara havlıyordu. Çiftlik evinin
alt kat ışıkları yandı. Pijamalı bir adam kapıya çıkıp bağırdı. “Kapa çeneni!”
Köpek adamın sesindeki tehditten korkup başını eğerek kulübesine girdi. Adam
etrafa bakıp kapıyı kapadı. Işıklar söndü. Mısır tarlasında hışırtılar
duyulmaktaydı. Koçanların kıpırtıları artınca köpek başını çıkarıp baktı.
Hırladı. Havlayacakken susup başını kulübesine çekti. Kümesin sessizliği
gıdaklamalarla bozuldu. Horoz bir o yana bir bu yana seğirtiyordu. Folluklarda
uyuklayan tavuklardan en büyük ve yaşlısının gözleri aralandı. Horozu takip
etmeye koyuldu. Horoz kümes kapısına yöneliyor dışarı çıkacakken vazgeçip
tüneğine dönüyor sonra tekrar kapıya bakıyor… Tavuk dayanamadı. “Neyin var
gecenin bir yarısı. Dolanmayı kes! Gıt gıt da gıt gıt.” Horoz heyecanla tavuğun
yanına koştu. “İçimde ki şarkıyı söylemeden duramayacağım. Güneşi
bekleyemiyorum. Çıkıp dışarı öteceğim.” Tavuk ayaklandı. İbiği öfkeyle
sallanmaktaydı. “Kendini piliç mi zannediyorsun. Kocaman ibiğinden sakalından
utan. Çiftçiyi başımıza getirme!” Horoz boynunu büktü. Tüneğine baktı. Var
gücüyle kapıya koştu. Dışarı fırladı. Kanatlarını olanca kuvvetiyle çırpıyordu.
Çitlere doğru daha da hızlandı. Sıçradı. Kalasa kondu. Başını iyice yukarı
kaldırıp göğsünü kabarttı. Ötüyordu. Tavuk dehşete düşmüş canhıraş kümesten
çıktı. Horoza doğru koşturdu. Koca gövdesi bir sağa bir sola yatıyordu.
Işıkların yandığını gördü. Yüreği ağzına geldi. Horoz susmak bilmiyordu.
“Gıdakkkkk!” Zıpladı. Horoz başını çevirdiğinde gördüğü son şey tavuğun açılmış
gagasıydı. Ağaçlardan kargalar havalandı. Horozla tavuk çimenlere düştü. Tavuk
başını kaldırıp eve baktı. Işıklar sönmüştü. Horoz toparlanmış Büyük
İskender’in gururuyla önden kümese giriyordu. Kümesin karanlığında horoz
görünmez olurken tavuk günü kurtarmanın mutluluğuyla ilk adımını attı. Donup
kaldı. Gözlerinin önünde iri yarı bir sansar kümesin karanlığından çıkıp kapıda
belirdi. Ay ışığında kahverengi tüyleri parlamaktaydı. Ağzında horozun boynu
cansız vücudu yere düşmüştü. Sansar horozu çit altından geçirip mısır
tarlasında kayboldu. Kümesten tavuk çığlıkları yükseldi. Arka arkaya üç sansar
tavukları mısır tarlasına sürükledi.
Yorumlar
Yorum Gönder