Arnavut
kaldırımları ıslanmıştı. Yoğurtçu; omzunda bir sırığın iki ucuna bağladığı
iplere asılı yoğurt tenekeleri, elinde çanı “Yoğurtçuuu!” diye seslenerek
sokağa girdi. Çan seslerini duyan kediler sağa sola kaçıştı. Güneş ışıkları su
birikintilerinde dalgalanmaktaydı. Büyük erkek ayakkabısı birikintiye bastı.
Hemen arkasından küçük bir ayakkabı. “Baba, çoraplarım ıslandı.” Adam duymazdan
geldi. Adımlarını daha da hızlandırdı. Çocuk adamın elinden tutmuş arkasından
koşar adım geliyordu. Dengesini kaybedip yere düştü. Adam durdu. Kolundan
sertçe çekip kaldırdı. “Çabuk ol! Furkan. Otobüsü kaçıracağız.” Çocuk sıyrılan
dizini ovuyordu. Adam dayanamayıp kucağına aldı. Koşmaya başladı. Çocuğun
sıkıntısı yüzünden okunmaktaydı. Kararsızdı. Cesaretini topladı. “Öğretmenim
‘ocağına incir ağacı dikmek’le ilgili bir örnek bulmamızı istemişti. Ben
bulamadım. Sen söylesene.” Adam ya sabır çekti. “Sırası mı!” Sokaktan çıktılar.
Otobüs durağa yanaşmaktaydı. Adam tempoyu arttırdı. Nefes nefese kalmıştı.
Birden bire fötr şapkası başından uçtu. Durup çocuğu indirdi. “Sen otobüse koş,
beklet.” Çocuk fırladı. Adam şapkasını söve söve aldı. Elinin tersiyle tozunu
toprağını silkti. Otobüse yönelmişti ki arkasından sıska bir çocuk omuz
askısında gazetelerle meydana çıktı. Gazeteyi sallaya sallaya koşuyor, avaz
avaz bağırıyordu. “Adnan Menderes asıldı!” Güvercinler önünden havalanmaktaydı.
Haberi duyanlar bir an için buz kesmişe döndü. Eller ceplere gitti. Bozuk
paralar arandı. Çocuk dört bir yandan çağrılıyordu. Furkan kuyruğun arkasında
korku dolu gözlerle etrafa bakıyordu. Babasının gazete aldığını görünce ona
doğru sevinçle koştu. Adam gazeteyi açmış okuya okuya yürüyordu. Çocuk adama
sarıldı. “Ne oldu baba?” ”Ne olacak oğlum, demokrasiye darağacı dikmişler.”
Yorumlar
Yorum Gönder