Güneş sokağın üzerinde
parlamaktaydı. Esnaf sıcaktan bunalmış, kapı önlerine tabure atmıştı. Evlerin
pencereleri açılmış balkonlar doluydu. Şık giyimli kadın balkona çıktı. Kapı
camında ceket yakasını düzeltip oturdu. Ayaklarını balkon kenarına uzattı. Başını
arkaya doğru çevirip seslendi. “Aşkım, çabuk giyin! Açılışa gecikirsek babam
beni keser!” Adam elinde gömleğiyle yanına geldi. “Tıraş olacağım. Ütüler
misin?” “Tamam.” Kadın gömleğe uzanırken telefonuna mesaj geldi. “Salla kazan,”
diye mırıldandı. Bir elinde gömlek telefonu sallamaya koyuldu. Adam balkondan
çıkarken durdu. “Oyalanmasan diyorum.” Kadının gözleri telefondaydı. “Hemen
kalkıyorum.” Adam banyoya yollandı. Kadın kendini kaptırmış büyük bir keyifle
sallıyordu. Güneşin önüne bulut geldi. Hava kapandı. Etraf karardı. Evlerin
arasında esen rüzgâr tozları havalandırmıştı. Kadın ürperdi. Ceketinin
düğmelerini ilikledi. Adam balkona çıktı. Sinekkaydı tıraşına kapı camında
şöyle bir baktı. Gülümsedi. Gözleri sandalyeye fırlatılmış gömleğe kayınca suratı
asıldı. “Ütülememişsin!” Kazandığı hediyelerin mutluluğu kadının yüzünden
okunmaktaydı. Telefonu gösterdi. “Salladım salladım hediyeleri kaptım.” Adam
hışımla gömleği aldı. “Orası çok belli. Anlaşılan buruşuk giyeceğim!” Kadın
adamın arkasından balkondan çıktı. “Sen giyinirken ben de arabayı garajdan
çıkarayım.” Adam koridorda homurdanarak seğirtiyordu. Kadın eşikte
ayakkabılarını giyerken duraksadı. “Hediye alacağız unutturma. Elimiz boş
gitmeyelim çok ayıp.” Adam pis pis sırıttı. “Salla salla kap aşkım!”
Yorumlar
Yorum Gönder