Lise bahçesinin önü
kalabalıktı. İki grup genç karşı karşıya gelmiş, esnaf kapılara çıkmıştı. Kalabalık, caddeye taşınca trafik yavaşladı. Korna sesleri küfürleşmelere
karıştı. İdareciler kavga daha da büyümeden müdahale etmeye çalışıyordu.
Öğrenciler pencerelere çıkmış dersler durmuştu. Orta sıraların birinde tek
başına oturan öğrenci, bir kitaba bir deftere bakıyor mırıldanarak bir şeyler
yazıyordu. Polis sirenleri sınıfta yankılandı. Cep telefonları perde olup
pencereleri örttü. Yanına arkadaşı gelip omzuna heyecanla vurdu. “Oğlum ya! Sen
ne duyarsız adamsın. Çocuğu bacağından bıçakladılar.” Başını kaldırıp bakmadı. “Neden
kavga çıkmış?” “Kız meselesi. Bırak kalemi aşağı inelim.” Eli yavaşladı. “Dağ mı
delindi?” Arkadaşı sınıftan çıkıyordu ki durdu. Kaşları çatıldı. Sesi yükseldi. “Edebiyatçı
seni iyice bozmuş. Ne dağı! Bacak delindi bacak!” Eli hızlandı. “Ben gelmiyorum,” dedi. “Ortada bir mesele yok.”
Yorumlar
Yorum Gönder