Çalışma
odasının perdeleri kapalıydı. Makine parçaları sağa sola dağılmış, masa lambası
etrafı aydınlatmaktaydı. Adam oturmuş kabloları lehimliyordu. Dumanı üfleyip
büyüteci kaynattığı noktaya yaklaştırdı. Dikkatle inceledi. “Çok iyi,” deyip
gerindi. Arkasından bir çift el uzanıp omuzlarına dokundu. Kadının saçları
adamın yüzüne döküldü. “Aşkım çıkıyorum. Köpeği gezdireceğim. Sen de katılır
mısın?” Adam başını olumsuz anlamda salladı. “Bitirmeme az kaldı.” Kadın
üzüldü. Çıkarken eşikte durdu. “Metal detektörü geliştireceğim diye kendini de
bizi de bu odada perişan ettin.” Adam öfkeyle ayaklandı. Gömlek cebine
sokuşturduğu faturaları çıkarıp kadının ayaklarına fırlattı. Masaya hızla baktı.
Aradığını bulamayınca çekmeceleri karıştırdı. Bulduğu dosyayı kadına doğru
salladı. “Bahçesinde çiçek yetiştirdiğin evimiz elimizden çıkmak üzere.
Detektörü geliştiremezsem banka neyimiz var neyimiz yok alacak.” Kadın kapıyı
çarpıp çıktı. Adam koltuğa yığıldı. Üzerinden sanki tır geçmişti. Başını
ellerinin arasına aldı. Ormanda yolunu kaybetmiş küçük bir kız çocuğu ondan
çaresiz olamazdı. Masaya uzanıp malzemeleri savurdu. Eli arka cebine gitti. Mektubu
çıkarıp okudu. “Sandığı bulursam her şey değişir.” Zarfın içinde harita vardı.
Masaya yaydı. Ordularının başında zafer hesabı yapan komutan iştahıyla haritayı
inceledi. Hesaplamalar yaptı. Ara sıra odada geziyor detektör parçaları
üzerinde çalışıyordu. Köşeye sıkıştığını hissettiğinde pencereden bahçeyi
seyretti. Düşüncelere daldığı bir anda kapı çalınarak yavaşça açıldı. Kadın
başını uzatıp sevgiyle “Gelebilir miyim?” diye sordu. Adam gülümsedi. “Köpeği
kulübesine bıraktım. Yemek yapacağım. Birlikte yapar mıyız?” Adam cevap
vermeden masaya oturdu. Vücudu hareket ediyordu ama derin bir rüyadaydı.
Kadının keyfi kaçtı. “Malzeme alayım,” deyip çıktı. Üzerine çığ gelen ama kaçacak
bir yeri olmayan kayakçıyı anladı. Koridorda yürüyordu. Ceplerini kontrol etti.
Anahtarı bulamayınca çalışma odasına döndü. Kapı aralıktı. Adam biriyle
telefonda konuşuyordu. Kulak verdi. “Nobel fizik ödülünü aldılar. Ne mi yapmışlar!
Yerçekimi dalgası detektörünü. Yerçekimi dalgalarını keşfettiler. Hayır, hayır
üçünü kaçırmayacağız. Barry’i kaçıracağız. Metal detektörünü geliştirmemde
katkısı olur.” Kadın korkuyla dinledi. Daha fazla dayanamayıp odaya girdi. Gözü
yaşlıydı. Adama doğru yürüyüp tokat attı. Telefonu alıp fırlattı. “Neyin
peşindesin!” Adamın ağzını bıçak açmıyordu. Kollarını kavuşturmuş donakalmıştı.
Kadın masada haritayı gördü. “Bıktım şu haritadan.” Alıp yırttı. “Hiç bir şey anlamamışsın!”
Adam bağıra çağıra yere eğilip parçaları toplamaya koyuldu. “Neyi anlamamışım.
Sandıktaki hazineye ulaştığımda şirketi büyütüp evi elimde tutabileceğim.
Faturalardan kurtulacağız.” Kadın yumruğunu masaya vurdu. “Benim için hazine
sandık içinde mi!” Adam topladığı parçaları ceplerine doldurup cevap vermeden
odadan ayrıldı.
Yorumlar
Yorum Gönder