Yoğun sis bulutu otoyolu yutmuştu. Farları açık araba hızla tünele girdi. Rüzgarına kapılan bulut peşinden tünele doldu. Şoför radyoyu kurcalıyordu. Yanındaki kadına laf attı. “Serap, deminden beri kafamın etini yiyordun ‘Yavaş git,’ diye. Dut yemiş bülbüle döndün.” Kadın kollarını birbirine kavuşturmuş somurtuyordu. “Yıldırım, gönlünce gaza bas. Bülbül gibi öttürecekler seni!” Adam başını kaldırıp büyük bir keyifle vitesi beşe taktı. “Çok şükür tünelin sonunda ışık da gözüktü.”
Adam tüm farkındalıksızlığı ile dünyanın keyfinde yolculuk etmekte. Her ikisininde ayrı tekamülleri olması göz önünde bulundurursak. Kadının yolculuğunun direksiyon hakimi kocası besbelli. Yataydan genişliyor. Sis bulutu ise uyumlama yapıyor. Yavaş gitmesini isteyen kadın uyumlamanın farkında tadını çıkartmak istiyor. Fakat yinede kadın kendi hayatının sorumluluğunu almamış. Adam nasıl uygun görür ise onu yaşayacak. Bilincinin bildiği güçlere de güvenerek aklı sıra adama ders verileceğini düşünüyor. lakin asıl ceza bilinci açılmış olanın. Çünkü hayatının direksiyonunu aynasına teslim etmiş yani eşine.
YanıtlaSilHikayede gördükleriniz muhteşem. Teşekkürler.
YanıtlaSil