Hor görme bateristi onun da…


Sahur vakti evlerin ışıkları yanıyordu. Karanlık odada saatin alarmı arka arkaya çaldı. Homurdanarak uyanan adam alarmı kapatıp yataktan kalktı. Terliklerini giyerken ayak parmağını bazanın köşesine çarpınca çığlığı bastı. “Feridee!” Parmağını ovarken peşi sıra kadın gelip ışığı açtı. “Ne oldu Mahmut?” “Adamın gözleri kızarmış “Ne mi oldu! Kadın kocasını sahura kaldırır değil mi?” diye üsteledi. Kadın şaşırdı. “Sofra kuruyordum,” diye kendini savunsa da adam dinlemeyip yüzünü gözünü buruşturarak odadan çıktı. Arkasından kadın da çıkıyordu ki adam koridorda durmuş gözleri fal taşı gibi açık “Koray hergelesi nerede?” diye hesap sordu. Kadın odaya yanaşıp kapıdan içeri baktı. Yatak bozulmamıştı. Kadın yutkundu. “Eve gelmemiş.” Adam köpürdü. “Serserinin Ramazan umurunda değil. O hala barlarda bateri arkasında vur patlasın çal oynasın.” Adam önde kadın arkada başı eğik mutfağa geçtiler. Kadın çorbaları servis ederken davulcunun sesi sokak başından yüksele yüksele geliyordu. Adam çorbasından kaşıklarken davulcu pencerenin altından geçti. “Feride moralim düzeldi. Şu pencereyi açayım,” diye ayaklandı. Dışarıya doğru başını uzattı. Kadın salataya yağ dökerken adamın donup kaldığını fark etti. Endişeyle yanına gelip sokağa baktı. Sevinçle “Koray,” diye seslenirken adam bozuntuya vermedi. “Saçlarını da keseydin.”

Yorumlar