Akşamüzeri pazarcılar
tezgahları kaldırıyordu. Orta yerde elmacının biri coşkusundan bir şey kaybetmemiş
“Gel, sert sulu elmaya gel,” diye bağırıyor, elindeki elmaları, tezgah önünden
geçip gidenlere gösteriyordu. Sürmüş sürüştürmüş, takmış takıştırmış bir kadın
selam vermeden tezgaha yaklaştı. Hemen önünden bir elma alıp evirdi çevirdi. “Ne
kadar tartalım hanımefendi?” diye soran pazarcıya, elmayı uzattı. “Çürük.”
Suratı sirke satıyordu. Pazarcı elmayı aldı. Hafif bir gülümseme kondurdu
yüzüne. “Teyze,” diye lafa girince kadın “Teyze senin anandır!” deyip
uzaklaştı.
Yorumlar
Yorum Gönder