![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiv7B_LhqgWaFptF0C3k-UNemwh0b1UOvIMRgngsvT9Z6zmmKnK_tYOJ_1TU8NhcQJfG0zJ1DkKIO_v3NgEvkqORwSQDezgd_vY5l7fT9lXZQX2qfLeMvNG2QkpoePdV9B2VpFeLP8ew4A/s400/makineler-ve-insanlar.png)
Federal Araştırma Bürosu (FBI)
ofislerinde olağan üstü hareketli saatler yaşanıyordu. Toplantılar peş peşe
yapılmış, sahadaki ajan ve muhbirlerden derlenen bilgiler analizciler
tarafından inceleniyordu. Parasını yutan kahve otomatını sarstı.
Çabası boşa çıkınca öfkelendi. Tekrar sarsacak oldu. Arkadaşı “Michael, sakin
ol!” diye uyarıp kenara çekti. Burnundan soluyordu. “Jackson, nasıl sakin
olayım biz inceleme yapalım saldırıyı New World Hackers isimli bir grup
üstlensin. Adamlar dalga geçiyor.” Diğeri keyfi yerinde otomata bozukluk attı. Kahve
dolarken mutluydu. “On milyonlarca internet sitesini etkileyen saldırının Çin
ve Rusya kaynaklı olduğunu düşünürken ipuçları burnumuzun dibinden yapıldığını
işaret ediyor sanki.” Genç kız pencere önünde laflayan ikiliye arkadan sessizce
yaklaştı. Kilolu ve seyrek saçlı olanın koltuk altına “Abi merhabaa!” deyip
parmak attı. İrkildi. Çok bozuldu. Arkadaşı gülmekten kahveyi ayakkabılarına
döktü. Hiddetlendi. “Pamela, ne işin var burada!” Kız gözleri yerde kısık sesle
“Buluştuğum çocuk var ya onu araştıracaktın.” Toparlandı. “Adı Anderson du
değil mi? Temiz çıktı.” Kız sevinçten yerinde sıçrayıp sarıldı. Yüzü kızardı. “Haydi,
git artık! Sarılmayı da kes.” Hızlı adımlarla koridorda kayboldu. Bardağı çöpe
attı. “Michael, abartmıyor musun? Çıktığı çocuğu veri tabanında aradın. O da
yetmedi ne kadar kurum varsa bilgi aldın.” Kravatını düzeltti. “Kimin ne olduğu
belli mi!”
Garaj, garajlıktan çıkmış bilgisayar
servisini andırıyordu. Yerlerde kablo yumakları masalardaki bilgisayarlara
bağlanmışlardı. Onlarca kişi monitörlere gömülmüş tuş tıkırtıları etrafı
doldurmuştu. Laptopunu açtı. Facebook’a
girdi. Görüntülü aramayı başlattı. Hoparlör kapalıydı. Arkadaşı kabul edinceye
kadar hamburger paketini açıp bir ısırık aldı. Görüntü geldi. “Karl, nasılsın
dostum?” Arkadaşı :) yaptı. Cevap çabuk geldi. “Çok iyiyim. Twitter,
Amazon ve diğer şirketleri felç ettik. Saldırımız dünyada yankılandı. Ama bunlar
önemli değil. Seni buluşman nasıl geçti?” İkinci ısırığı alacaktı ki bıraktı. Hiç
zorlanmadan :( gönderdi. “Siteleri ortadan kaldırmamız bir
yerde iyi oldu. Hiç değilse kendinden bahsetti.” “Anderson, bunda üzülecek ne
var? İlk buluşmanızda konuşamamış sürekli internet muhabbeti dinlemiştin.
İnterneti ortadan kaldırdık.” Görüntülü arama kesilince patatesleri de bir kenara
bıraktı. Kamerasını kontrol etti. Sorun kendisinde değildi. “Konuşmaya gene
fırsat bulamadım. Sürekli kendinden bahsetti. Karl, görüntü gitti. Bağlantını
kontrol et.” Arkadaşı cevap yazmadı. Görüntü gelmeyince meraklandı. “Karl, bak
şu kamerana artık!” Çevrim dışı gözükünce daha fazla dayanamayıp ayağa kalktı.
İki masa ötedeki arkadaşına “Kime diyorum, kamera diyorum. Bir şey anlatıyoruz
değil mi!”
Yorumlar
Yorum Gönder