Rahim nakli?

Kadın sinir krizi geçiriyordu. “Nereye gidiyorsun?” derken kapı eşiğine çöktü. Elini uzattı. Adam tutmadı. “İki kişilik yalnızlığımıza daha fazla dayanamıyorum.” Arkasına bakmadan yürüdü.

Tencereye baharat ekti. Dumanı içine çekip kaşık ucuyla yemekten aldı. “Sır küpü gibisin Judith. Telefonda ne konuştunuz. Çatlayacağım şimdi.” Arkadaşını meraklandırmaktan keyif alıyordu. Peçeteyle ağzını sildi. “Ayrılmış. Yolda. Kadının çocuğu olmuyor. Ufak ufak alışverişler de yaptım. Gelsin aldıklarımı göstereceğim.” Kadın çantadan eşyaları çıkarttı. “Ne kadar da küçükler. Ortada bebiş yok ama giyecekleri hazır. Adama kör kütük âşık olmuşsun.” Tencerenin altını kapattı. “Bırak lütfen. Kirleteceksin,” deyip aldı. “Yemedik. Hayret bir şey. Anlaşılan bana yol gözüktü.” “Alınmak yok. Bir daha ki sefere düğün davetiyelerimi seçmemde yardım edersin.”

Tıp merkezi koridorları labirentten farksızdı. Sonunda aradığı odayı buldu. Doktor sıcak bir gülümsemeyle karşıladı. “Bayan Birminghom hoş geldiniz.” Tereddütle oturdu. “Ameliyattan korkuyordum ama karar verdim. Rahim nakli yaptıracağım.” Adam kendinden emindi. “İçiniz rahat olsun. Ekibimiz oldukça iyidir. İsveç'te 2014 yılında Gothenburg Üniversitesi ve Stockholm Tüp Bebek Ünitesi'nde görevli Doktor Mats Brannstrom liderliğindeki ekibimizin rahim nakli yaptığı 36 yaşındaki kadın, doğum yaptı. Ekibimiz 2012 yılından bu yana dokuz kadına bu yöntemle rahim nakli yaptılar.” Kadın rahatladı. “Canlı donörlerden rahim bağışı alıyoruz.” Çekmecesinden evrakları çıkarıp uzattı. “Bağış bedeli ve şartlar burada yazıyor.”

Adam zile uzandı. Kapı aniden açıldı. Kadın heyecanla sarıldı. ”Hoş geldin aşkım.” Adam soğuktu. “Sevdiğin yemekleri yaptım.” İçeri girdiler. “Eşyalarını getirmemişsin.” “ Otelde bıraktım.” Masaya oturdular. Kadın bir şeylerin yolunda gitmediğini hissetmişti. Yemeği servis etti. “Neden?” diye sorduğunda kaygılıydı. Adam kaşığı tabakta amaçsız gezdiriyordu.  “Judith söylemesi zor. Ayrılmıyorum. Zamana ihtiyacım var. Ama.” Kadın parmağıyla adamın dudaklarına dokundu. “Devam etmene gerek yok. Gidebilirsin.”

Evin etrafını dolandı. Camları zorladı. Açık yoktu. Son bir kez kapıyı yumrukladı. Avazı çıktığı kadar seslendi. “Judithh.” Aklına kötü şeyler geliyordu. Telefonunu çıkartmıştı ki kapı açıldı. “Arkadaşım kaç gündür işe gelmedin. Korktum.” Koluna girip eve aldı. “Bir çılgınlık yapmadım merak etme.” Bir bardak su verdi. “Aramalarıma dönmedin.” Kahve koydu. “Kafamı dağıtmak için şehir dışına çıkmıştım.” Kendine geldi. “Tamamen bitti mi?” Karıştırırken “Evet,” dedi. Etrafına bakındı. “Her bitiş yeni bir başlangıç değil midir?” Sessiz kaldı. Koltuğun arkasına eğildi. “Üzülüyorsun. Üzülme. Belki tekrar bir araya gelirsiniz.” “Sanmıyorum.” Yere çömeldi. “Buralarda bebek kıyafetleri vardı. Ne yaptın?” Fincan elinden kaydı. “Attım.”

Eşinin aramasıyla otelden apar topar çıkıp tıp fakültesine gelmişti. “Elfin Birminghom’un odasını öğrenebilir miyim?” Hasta kabul sekreteri bilgisayara göz atarken doktor geldi. “Bay Birminghom?” Gerilmişti. “Benim.” Tokalaştılar. “Eşinizin doktoruyum. Durumu iyi.” Birlikte yürürlerken detayları öğrendi. “Hastaya yapılan testler, rahimde kan akışının iyi olduğunu gösteriyor.” Adam durdu. “Ne rahmi!” Doktor olup biteni anlamadı. “Eşinize rahim nakli yaptık. Üstelik herhangi bir enfeksiyona ve vücudun organı reddettiğine dair bulguya da rastlanmadı.” Derin bir nefes aldı. “Teşekkürler. Odası burası mı?” Doktor onayladı. Kıyafetini düzeltip tebessümle girdi. Kocasını gördüğünde mutluluktan gözleri parladı. Adam şaşırdı. “Judith.” Kadın merakla “Rahim donörümü tanıyor musun?” diye sordu.

Yorumlar