Kök Sevgi

Cam bir küpün yer çekimsiz ortamında ihtiyar bir adam kimonosu üzerinde gülümsüyordu. Çevresinde halka halka insanlar tapınıyorlardı. Dertliler dertlerini unutmuş etrafa huzur yayılmıştı. Gruba arkadan yaklaşan iki kişi dikildiler. Endişeleri yüzlerinden belliydi. Kuşağına sıkıştırdığı mendille gözlerini sildi. “Akeno, üstadımızın kalbi çok zayıfladı. Durumu iyi değil.” Tablet üzerinden ortamın ışığını loşlaştırdı. Müziğin ritmini yavaşlattı. “Daiki, üzülecek zamanımız yok. Rezonans kanunu kullanmalıyız. Kalbimiz, inanç ve duygularımızı elektromanyetik titreşimlere ve dalgalara dönüştüren bir tür aracı olarak hizmet eder. Ve bu elektromanyetik dalgalar vücudumuzla sınırlı kalmaz, bütün çevremize uzanır, bizi kuşatan her şeyle iletişim halindedir.” Sabırsızlandı. ”Akeno, okulda değiliz ders vermeyi kes!” “Daiki, üstadımız ölmeden kalbinden kök hücre alacağız. Kalbinden onlarca üretmemiz yeterli. Ülkenin her tarafına dağıtabiliriz.” Ellerini ovuşturdu. “Böylece tarikatımızın üye sayısı hızla yükselir. Zaten bütün işi yapan kalp değil mi?” “Bir sorunumuz var kalp üretmek için kök hücre bilgisine nasıl ulaşacağız?” “Kalp çalarak!”

Fareler kafeslerinde bitmek tükenmez bilmeyen enerjiyle koşturuyorlardı. Kadın rahat bir tavırla içlerinden siyah olanını çıkardı. Ameliyat malzemelerinin etrafını çevirdiği masada bekleyen adam “Hanako, sevmeyi bırak şunu. Çabuk getir,” diye seslendi. Dikkatle fareyi masaya yatırıp küçük bir iğne yaptı. “Bakalım kraliçemizin sunni yumurtası rahime tutunmuş mu?”   Adam ultrason cihazını açtı. Fare hareketsizdi. Dikkatle mini göstergeci gezdirdi. Kadının ağzı neredeyse kulaklarına vardı. “Profesör Hayashi, kök hücrelerden elde ettiğimiz yumurta rahime tutunmuş.” Adam terleyen alnını silip derin bir soluk verdi. “Şimdi çalışmalarımızı bu yapay yumurtaların kalitesi üzerinde yoğunlaştıracağız. Bu tür bir kalite kontrolü, yöntemin gelecekte insanlar üzerinde uygulanmasına katkıda bulunacak." Fareyi rahatsız etmeden kafesine bırakıp laboratuvardan çıktılar. Adam şakayla karışık takıldı. “Hanako, böyle gidersen sana da kendi saç telinden bebek yapacağız.” Kadın umursamadı. “Siz öyle sanın; bekârlar için çöpçatanlık hizmeti veren firmanın hızlı buluşma uygulamasına katılıyorum. Üstelik buradan çıktıktan hemen sonra.” Adam bilmişlik tasladı. “Güzellik aldatıcı olmasın.” Kendinden emin yürüyor ayaklarını sağlam basıyordu. “Orasını da düşünmüşler. Uygulamaya katılan kişiler yüzlerin ameliyat maskesi takıyor. Bu yolla çiftlerin birbirlerinin kişiliklerine odaklanmasını hedeflenmiş. Görüşmenin ilk 3 dakikasında maskelerle tanışan ve sohbet eden çiftler daha sonra maskelerini çıkartarak birbirlerini daha yakından tanıyorlar.” Daha fazla dayanamayıp kahkahayı patlattı. “İlgini çeken kesinlikle ameliyat maskesi olmuştur.”

Balık havuzunun yanında küçük çiçek bahçesinde ekim yapıyordu. “Anne, kravatımı bağlar mısın?” Doğruldu. Özenle bağladı. “Oğlum tarikatta aradığın sevgiyi sonunda bulmuşa benziyorsun,” dediğinde yüzü değişti. Kadın bir şeylerin ters gittiğini anladı. Arkasını dönüp adım atmıştı ki elinden tutup çekerek havuz kenarına oturttu. Kürekle yeni bir çukurun ilk toprağını çıkardı. “Okula yeni başlamıştın. Hatırladın mı? Dişçiye gidiyorduk. Trafik, kaza sebebiyle durmuştu. Randevumuza geç kaldık. İyi ki kalmışız. Sağlık bakanlığı baskın yapmış. Sahte dişçiymiş. Tedavi ettiği insanların şikâyeti sebebiyle durum ortaya çıkmış. Unutma her birimiz diğerini bir şekilde tedavi eder.”   

Cenaze büyük bir merasimle yakıldı. Basın mensupları talebeleriyle röportajlar yapıyorlardı. Kül kabı çelik bir kasaya kondu. “Öldüğüne inanamıyorum.” “Üstelik en sadık talebesinin ihanetiyle.” “Dediğin gibi ‘Zaten bütün işi yapan kalp değil mi?’”

Yorumlar