Matta 23:27
Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı
Hava ve Uzay Kuvvetlerinde hareketlilik devam ediyordu. “Faraz, akşam eve
gitmedin. İzinlisin,” diyen komutanını dinlemedi. “Kalmak istiyorum. İHA’nın
fuarda sergilendiğini ilk görenlerden olmalıyım.” Fuarda ulusal basın
mensupları yanı sıra dünya basın mensupları da haber peşindeydiler. “Deminden
beri telefonun çalıyor. Duymuyor musun? Faraz, gözlerinden uyku akıyor.” İHA’nın
gövdesini cilalarken “İşim az sonra biter,” deyip silmeye devam etti.
Çocuk morali bozuk “Anne, babam hastaneye
bizimle gelecekti,” deyince kadın saçlarını sevip alnından öptü. “Oğlum, fuarın
ilk saatlerinde biraz meşgul,” diye teselli etti.
Öğlene doğru ziyaretçiler çoğalmış
askeri yetkililer yeni silahlarını gövde gösterisi eşliğinde tanıtıyorlardı. “Faraz,
yemekte yemedin. Git bir şeyler atıştır.” Üniformasını düzeltirken “Şimdi
sırası değil,” diye geçiştirdi. Gelen mesajla telefon cebinde titreşince mırıldandı.
“Şimdi sırası değil.” Spiker “Saike ‘Yıldırım’
adı verilen yeni İHA'nın tersine mühendislik çalışmalarını yürüten ekibin başmühendisi
Faraz Montazeri ile üretim sürecini konuşacağız,” diyerek mikrofonu uzattı.
Spor salonu çocuklarını dinlemeye
gelen velilerle doluydu. Elinde kâğıdı. Başı eğik. “Babam, yok mu?” Yüzünde
tebessümle “Ben ya da o fark etmez oğlum. Git ve şiirini çok güzel oku,” diye
yüreklendirince neşelendi. “Anne, akşama babamın doğum günü. O zaman görüşürüz.”
Sarılıp kulağına fısıldadı. “Hediyesini birlikte veririz.”
Zile elini uzattı ama
çekti. Saatine baktı. Anahtarıyla açtı. Koridorun ışığını yakmadan yatak
odasına geçti. Üzerini çıkarmadan yatağa uzandı. Kolunu attı. Korktu. Kalkıp
ışığı açtı. Kimse yoktu. Dolap boşaltılmıştı. Yastıkta ki notu gördü. Uzandı. “Tebrik
ederim sadece insansız hava aracı yapmadın.”
Yorumlar
Yorum Gönder