Ahiretten gelen arama


Araçlar toprak yolda toz bulutunun içinde yol alıyorlardı. “Anne, mezarlık navigasyonda gözükmüyor,” diye söylenen kız cihazı sinirlenerek kapattı. Kadın üzgündü. “Basit bir ameliyatta insan nasıl ölür anlamıyorum.” Silecekleri açtı. “İlaçlarını aldın mı? Doktorun akıl sağlığınla ilgili söylediklerini sakın unutma.” Aniden elini tuttu. “Kızım dün gece de babanla konuştum.” Kahkahayı patlattı. “Babamın GSM şirketi çok büyüktü ama gittiği yerin kapsama alanında olduğunu sanmıyorum.” Köy yolu gidiş geliş doluydu. Kız bunalmış kornaya basıyordu. Kadın “Gelenlere mezarlığın yerini soralım,” diyerek traktörü gösterdi. Sinyal verip kenara çekti. “İstanbul’da yer mi yoktu Kahramanmaraş’a kadar geldik.” Kadın camı açıp işaret ederek durdurdu. “Demirlik Mahallesi mezarlığını arıyoruz.” Traktördekiler tarif ederken kız “Şehir yolu gibi olmuş burası,” diye lafa girdi. İhtiyar keyifsizdi. “Kızım, bizim mahallede baz istasyonu yok. Telefonlar mezarlıkta çekiyor. Bizde her gün beş kilometre git gel yapıyoruz. Sesimizi duyan yok anlayacağın,” diye dert yandı.   

Şehir çöplüğünde atık tepeleri oluşmuştu. Kadınlı erkekli küçük gruplar etrafa yayılmış değerli malzemeleri topluyorlardı. İki kişi uçlarından tuttukları çuvalı dengelerini korumaya çalışarak taşıyordu. “Murat, arabaya bir şey olmaz değil mi?” diye sorduğunda uç elinden kaçtı. ”Hakan, başlatma arabadan. Sıkı tut şunu.” Çuval yere düştüğünde kıpırdadı. “Adam ayılıyor Murat,” dedi endişeyle. Sert bir tekme yapıştırdı. Hareket durdu. “Gevezeliği kes. Taşımana bak.” Birkaç adım atmışlardı ki önlerine ellerinde poşetleriyle bir kadın ve çocuğu çıktı. “Abi şu ufaklık hatırına bir çorba parası verseniz.” Adam kadını “Çekil be yolumuzdan!” diye ittirip düşürdü. Çocuk öfkeyle adamlara yumruk savururken bir tanesi çuvala geldi. Boğuk bir inilti yardım istiyordu. Kaygıyla “Murat, ver bir şeyler de gitsinler,” diye uyardı. Cebinden çıkardığı telefonu “Defolun gidin,” diye uzattı.

Mezarın başında kadın “Yasin” okurken kız arkasında sıkıntıdan patlıyordu.

Kulübenin kapısına çuvalı bıraktılar. “Adam çok ağırmış. Kollarım koptu,” deyip sigara yaktı. Diğeri sandalyeye oturdu. “İsviçre’deki gizli hesapları da bu kadar ağır. Kendisini öttüreceğiz.” Birkaç kez çekip attı. “Üşütmeden kayınpederimi içeri alalım.”

Hortumla mezarı suluyordu. “Aşkım bak geldim.” Kız umursamadan çekip elinden aldı. “Seni duyamaz. Konuşmayı kes. İyice kafayı yedin.” Kadın tokat attı. Hortum düştü. “Biz her akşam konuşuyoruz.” Kız sinir krizi geçirmek üzereydi. “Onca mirası, şirketi bu halinle nasıl yöneteceksin. Doktorunla konuşacağım.”

Adam kendine gelmiş elleri bağlı dizleri üzerinde duruyordu. “Seni ilk gördüğüm an yanlış bir şeylerin olduğunu hissetmiştim şerefsiz.” Tokat yiyince sustu. “Numaraları ver. Seni bırakalım.” “Hastaneden adam kaçırmak neymiş göreceksiniz. Zırnık çıkmaz benden.” Göğsüne gelen tekmeyle yere yapıştı. Şiddetle öksürüyordu. Kan tükürdü. “Yavaş vur. Öldüreceksin,” derken telefon çaldı. “Sen devam et,” deyip çıktı.

Yabani otları temizliyordu. “Kızımızın kusuruna bakma. O da seni çok özledi. Görüşmesi bitsin affettiğini söyleyeceğim.”

Adamı yerden kaldırıp tabureye oturttu. Kulağına yaklaşıp bıçağı kollarında gezdirirken “Numaraları vermezsen parçalara ayıracağım,” diye fısıldadı. “Senin yerine gömdüğümüz zavallının yanına gitmek istemezsin.” Beklemediği bir anda kafayı burnuna yedi. Sersemledi. Peşi sıra tekme geldi. Dişleri tahta zemine dağıldı. Yardım isteyecekken ikinci bir tekmeyle kendinden geçti. Adam hızla kulübeden çıktı. Can havliyle koşuyordu. Diğeri peşine takıldı. Tepeye yöneldi. Zorlanarak aştı. Çığlıklar atarak etekten aşağı inerken önünde ki çadıra girdi. “Lütfen yardım edin.” Kadın korktu. Çocuk adamın bağını kesti. “Telefon lazım.” Kadın poşetini yatağa döküp yaydı.


Çiçekleri dikerken telefonu titredi. “Aşkım merak etme şuna bir bakayım devam edeceğim.” Ellerini yıkayıp çantasından çıkardı. Gözlüğünü taktı. Aramayı kabul etti. Kız somurtarak geldi. “Anne işin daha bitmedi mi? Hava kararmadan yola çıksak diyorum. Doktorla görüştüm. Raporunu hazırlamış. Bizi bekliyor.” Kadın suratında dehşetle “Baban seninle konuşacakmış.”  

Yorumlar