Yüzük illa parmağa takılmaz

Kurmaca;

Halı saha ayakkabılarımı aramadığım yer kalmadı. Oraya bak, buraya bak iyice daralmıştım. Balkona çıktım. Rüzgâr hafif esiyordu. Toparlandım. “Nazan, ayakkabıları gördün mü?” diye seslendim. Burnundan soluyarak geldi. Tek tek “Hafta boyu fazla mesaideydin. Yüzünü gören cennetlik. Biraz da evle ilgilen,” diye sıraladı. Birkaç gündür musluk damlıyordu. Anlaşılan ona kafayı takmış. Diyecek bir şey bulamayınca “Bir bakayım,” dedim. Banyodan mutfağa yürürken şıpırtılar iyice belirginleşti. Musluğun, ritmini bozmaya niyeti yoktu. Lavabonun altına eğilip suyu kaparken telefonuma mesaj geldi. Evdeyken sessize alırdım. Unutmuşum.  Eşim, hafta sonu şirket yemeğini sekreterimden öğrenince avazı çıktığı kadar “Yemeğe gideceksek yüzüğünü takacaksın,” diye bağırdı. Yüzük takmadığımdan şikâyetçiydi. Musluğa mı bakayım, yüzüğü mü bulayım şaşırdım. Elimdeki işi bırakıp kalkarken başımı lavaboya çarptım. Sıkı bir küfür savuracaktım dilimi tuttum. Sevgili eşim keyifle “Dolap çekmecesinde,” dedi. Yatak odasına doğru yol gözükmüştü. Kısacık yol yürü yürü bitmedi. İsteksizim ya ondan. Bilmez miyim kendimi! Ya sabır çekerek aradım, bulamadım. Çalan kapı ziliyle azda olsa rahatlamıştım. Arkadaşım halı sahaya giderken beni almaya gelecekti. Kapıya savrulurken “Buldun mu yüzüğü?” diye soran malum kişiyi duymazlıktan geldim. Arkadaşımdan biraz beklemesini istedim.  Evden çıkmadan hiç değilse musluğun sesini kısmalıydım.  Merak edip yanıma geldi. Kasılarak “Sen anlamazsın, çekil bakalım” deyip lavabonun altına eğildi. Sağa sola baktı. “Tornavida lazım,” dedi. Malzeme çantası ayakkabılıkta olmalıydı. Oradan oraya koşturmaktan yorulmuştum. Tenis topuna bu kadar vurulmamıştır. Neyse ki buldum. Baktım ama bir sürü şey vardı içinde tanıyamadım. Çantayı alıp banyoya geldim. Arkadaş elini gezdirip çıkardı. “Tornavida,” diye gösterirken eşim bir bavulla yanımıza geldi. Yüzüğü öyle bir uzattı az kalsın gözüme giriyordu. Neyse ki tornavidaya geçirdi. Ağzımı açma fırsatı vermeden hızla evden çıktı. Öylece baka kaldım. Daha ne olsun! Arkadaşın eli çabuk şip şak musluk damlamıyordu. Arkasından kapıya koşturdum ama yetişemedim. Öfkeyle “Şükürsüz kadın!” diye bağırdım. 

Yorumlar