ALINTI;
Dua
ederken genelde boş kâsenizi doldurmak için Tanrı'dan dilekte bulunursunuz,
değil mi? Olanla, verilenle yetinmeyip kendi isteklerinize göre kâsenizi doldurmak
istersiniz, dolayısıyla duanız hiç de dua değildir. "Acı çekiyorum, lütfen
beni hoşnut kıl, beni zengin et" dersiniz Tanrı'ya. Asıl önemli olan sizin
kendinizi, neden sürekli bir şeyler istediğinizi, neden içinizde bu talebin bulunduğunu
anlamaktır. Ne düşündüğünüzün, ne hissettiğinizin farkına vararak kendinizi ne
kadar çok tanırsanız, olanın hakikatini o kadar iyi kavrarsınız.
KURMACA;
Ankara
OR-AN
Seçim
sonrası kulislerin hareketlendiği Ankara’da hava ısınmış tansiyonlar
yükselmişti. Koalisyon hesapları hastanelerde test sonuçlarını doktorlarına
göstermek için bekleyenlerden oldukça uzaktı. Nöroloji polikliniği sıralarında
oturan hastalar MR, tomografi raporlarını okuyup internette kendi küçük
araştırmalarına dalmışlardı. “Burçin gözlerini rapordan ayırsan diyorum artık,”
diyen kadın, arkadaşının elinden evirip çevirdiği dosyayı panter çevikliğiyle
çekip aldı. “Melis kafamı dağıtmaya çalışıyorum, MR raporu oldukça kötü buda
yetmezmiş gibi dün Batuhan canımı ayrı sıktı zaten,” diyen hukuk ofisinde icra
davalarına bakıp TRT stüdyolarında kameramanlık yapan Batuhan’la üç yıldır nikâhsız
yaşayan Burçin akıllı telefonunda Candy Crush oynamaya başladı. “Dur tahmin
edeyim; Batuhan evlenelim diye tutturdu değil mi? Aman ha kızım sakın evlenme. Timuçin’e
benzer sonra. Ben kendimi yaktım sende yanma! Evlenmeden önce dışarıda daha
fazla vakit geçiriyorduk. Şimdi arkadaşlarından sıra gelirse görüşüyoruz,”
deyip raporu kendine yelpaze yaparak sallayan Melis, Burçin’le aynı hukuk
ofisinde çalışıyor, sevdikleri erkekler beraber kameramanlık yapıyorlardı.
“Burçin Taşlık,” diye seslenen hemşireyi duyar duymaz yerlerinden fırlayan
ikili odaya girdiler. Doktor rapora göz attı. Başını kaldırmadan “Ağrılarınızın
sebebi sinirsel Burçin Hanım. Fiziksel bir sorun yok. Üzülürseniz damarların
çatlayıp ani beyin kanaması yapma ihtimali yüksek,” deyip yazdığı e-reçete
numarasını kadına uzattı. Melis arkadaşının fiziksel bir sorununun olmamasına
seviniyordu ama Burçin’in suratı asıktı. Ofise gitmeden önce bir şeyler
atıştırmak için Hastanenin kafeteryasına geçtiler. Melis yokuş aşağı inen araba
kadar hızlı evliliğinden şikâyet ediyor, Burçin’in evlenmeme kararından
dönmemesi için gerekçeler üretip duruyordu. “Annemle babam ben küçükken
ayrıldılar. Sonra annem ikinci evliliğini yaptı. Malum kader benimki; üvey baba
tacizi. Annem inanmak istemedi. Bende babamın yanına geçtim. Orada da babamın
eşi rahatsız oldu. İzmir’den okumaya Ankara’ya gelmemin sebebi uzaklaşmaktı,”
diyerek içini döken Burçin açmalarını nasıl bitirdiğini fark etmedi. Yenilip
içildi, ofis yoluna düşüldü. Duraktan
bindikleri otobüs yol boyunca aldığı yolcularla tıka basa doldu. Burçin “Melis
benim bir sıkıntım daha var. Adet kanamam on beş gün gecikti. Biraz araştırdım.
Kist olma ihtimali varmış,” diyerek derdini açtı. Melis telefonu kaptığı gibi
hastane başhekimi olan amcaoğlunu arayarak bir sonraki haftaya kadın doğuma
randevu ayarladı.
Burçin
hukuk ofisinde geçirdiği yoğun günün bitiminde evine gelmenin mutluluğuyla
çantasının dibinde zor bulduğu anahtarını kilide sokup kapıyı açtı. İlk adımını
atmıştı ki telefonu çaldı. Geveze Melis arıyordu. Eczaneye uğrayıp uğramadığını
soruyor, Burçin “Annecim uğrayıp ilaçlarımı aldım. Birde merak edip hamilelik
testi de aldım,” deyip arkadaşıyla geçtiği hafif alayın tadını çıkarıyordu.
Ceketini kanepeye fırlattı. Çantasından hamilelik testini alıp banyoya geçti.
İki parmağıyla tuttuğu çubuktan gözünü ayırmadı. Tek çizgi belirince rahatladı
çubuğu çöpe atıyordu ki ikinci çizginin de belirdiğini fark etti. Kendini
tutamayıp çığlığı bastı. “İşte bu süper,” deyip mutfağa koşturdu. Güzel bir
sofra hazırlayıp sevgilisini beklemeye koyuldu. Çalan zille uçarcasına kapı
önünde bitti. Batuhan’ın boynuna sarıldı. Adam ne olduğunu anlamadı. Sabah
evden ayırılırken araları açıktı. Batuhan “Mr raporunda bir şey çıkmadı
sanırım,” diyerek kadının sevincine ortak oldu. Yemekler yendi. Burçin “Sana
bir haberim var,” derken, ilk yıllarda
dost hayatının rahatlığından memnunken ailesinin evlilik baskısı arttıkça Burçin’i
evlenmek için sıkıştıran Batuhan kız arkadaşının sözünü keserek “Dün akşam
konuştuğumuz evlilik konusuyla ilgili fikirlerini öğrenmek istiyorum,” deyip tartışmayı
başlattı. Burçin korkularını tekrar tekrar ifade etse de Batuhan bildiğini
okuyordu. Kadın hamile olduğunu söylemekten vazgeçip küserek yatak odasına
gitti. Batuhan öfkesini kontrol edemeyerek masada eline ne geldiyse duvarlara
fırlatıp kırdı.
TRT
stüdyolarında çok önemli bir konuk ağırlanıyordu. Başbakan Ahmet Davutoğlu, 7
Haziran Milletvekili Genel Seçimleri sonrası ilk kez TRT’de konuşacaktı.
Söyleşi öncesi stüdyoda ki ışık ve ses sistemi defalarca elden geçirildi.
Yönetmenler akışı defalarca ekiplerine anlattılar. Timuçin kamerasının başında
yayının başlamasını bekliyordu. Programın sunucusu ve Başbakan stüdyoya
girdiklerinde Melis’in tam saha presiyle nikâh masasına oturan sonrasında
eşinin eleştiri oklarının baş hedefi olan Timuçin heyecandan kamerasını açmayı
unutmuştu ki “Timuçin kendini kovduracaksın,” diyen Batuhan kayıt düğmesine
bastı. Bugün tatilde olması gereken
arkadaşını yanında gören Timuçin şaşırmış bir şeylerin yanlış gittiğini
anlamıştı. Sunucunun konuğu ve konuyu tanıtmasıyla başlayan program, Başbakanın
soruları yanıtlamasıyla son bulmuş herhangi bir sorun yaşanmamıştı. Kafadarlar
stüdyodan ayrılıp Batuhan’ın yeni aldığı spor arabayla yola koyuldular. Timuçin
“Seni buralara hangi rüzgâr attı,” diyerek Batuhan’ın konuşması için fırsat
yarattı. Batuhan yol boyunca Burçin’le yaşadığı problemlerden “Nasıl bir kadın
anlamıyorum. Evlenmeyeceğim diye tutturdu. Ben evliliğin olmadığı bir ilişkiyi
konuşmak istemiyorum,” diyerek sn. Davutoğlu’nun konuşmasına atlıyor “
Başbakanımız ‘Her şeyi konuşmaya hazırız. AK Parti'nin temel siyasi ilkelerini
ihlal etmeyecek her türlü müzakereyi de açık yüreklilikle ve kamuoyunun önünde
yapmaya hazırım’ diyor, daha ne desin,” deyip arkadaşından kendisine hak
vermesini bekliyordu. Timuçin Batuhan’ın Burçin’e karşı sertliğini ve kafa
karışıklığını konuşmalarından anlamıştı.
Arabanın
deposunun boşalmak üzere olduğunu fark eden Timuçin arabayı benzinliğe
çektirdi. Batuhan içecek almak için markette geçti. Depo dolarken Timuçin eşini
aradı. Melis Burçin’le geçirdiği günü anlatmadan önce Timuçin’den duyduklarını
Batuhan’a anlatmaması için yemin aldı. “Üzülürse beyin kanaması mı geçirirmiş,
hamile mi? yok daha neler,” diyen adam kulaklarına inanamadı. “Kapatıyorum.
Batuhan geliyor,” diyerek kapıya açan Timuçin arkadaşının yüzünün sirke
sattığını görünce “Dostum ne oldu elin kolun dolu geldin. Yoksa hesap mı ağır
geldi!” diyerek şakayla karışık ağzını yokladı.
Batuhan
marketteyken babası aramış bir an önce evlenmezse evlatlıktan reddedileceğini
kendisine söylemişti.
VE
SIRA SENDE; Batuhan “Nikâhsız yaşadığım ilçede dilden dile konuşulur olmuş. Bizim
sülale ilçenin yerli ailelerinden. Başları eğilmiş. Haksız değiller. Babam ‘ya
evlen ya da kadından ayrıl,’ dedi. Timuçin eve gidince eşyalarımı toplayıp bir
otele geçeceğim. Buraya kadarmış,” deyip kontağı çevirdi. Timuçin motoru
durdurup “…” diyerek…
Varoluşun
tekrarı yok. Tekrarsız olana hazır olmak için kurmacaya, ALINTIDAN esinlenerek
devam eder misin?
Yorumlar
Yorum Gönder