İnşaatta devrilen sadece vinç miydi?

ALINTI;  

Gerçekte ne olduğunuzu anbean kavramaya başlarsanız bu kavrayıştan olağanüstü bir yaratıcılığın, sınırsız bir idrakin doğduğunu görürsünüz. Düşünceniz yanlış, şartlanmış ve sınırlı olabilir; bu durumda düşüncenizin şartlanmış ve sınırlı olduğunu keşfetmek hakikattir. İşte tam da bu keşif sizi sınırlamadan kurtarır. Eğer ‘bencil’ olduğunuzu başkalarının sözleriyle değil de kendiniz keşfederseniz bu keşif hakikattir. Sizi ‘bencilliğiniz’ den özgürleştirir.

KURMACA;

Ani bastıran sağanak yağmur fabrikanın metal çatısını dövüyor, damlaların sesi çalışanların bir birini duymasını zorlaştırıyordu. Bir elinde kaynak maskesi diğerinde torçu tutan adam “Mahmut jeneratör çalışıyor. Aç artık şu kaynak makinasını,” diye profil sehpasının başında bekleyen gence seslendi. Mahmut üniversite stajını yapmak için fabrikaya girmiş, her geçirdiği günde konservatuarı kazanmasına rağmen kendisini engelleyen babasına sövüyordu. “Hasan abi 5 milimlik profil kalmamış. Kaynattıkların son,” deyip hurda malzemeleri depoya götürmek için el arabasına koydu. Mahmut fabrikaya geldiğinde dalgındı. İzmir Karşıyaka’da inşaata demir bırakmak istediği sırada ayaklarındaki metallerin kopması üzerine devrilen kule vinçinin trafiğe kapattığı yolda doğuma giden ablasının ambulansı mahsur kalmış, doğum araçta gerçekleşmişti. Bebek yolun açılmasıyla hastaneye yetiştirilmiş, yoğun bakıma alınmıştı. Durumun farkında olan Hasan “Mahmut üzülme artık. Mübarek Ramazan başladı. Bir şey olmaz yeğenine,” diyerek gencin moralini yükseltip başına iş kazası gelmesini engellemeye çalışıyordu. “Hasan usta stajyere yüz verirsen kafana çıkar,” diyen adam kaynattığı profilleri sevkiyat sandığına koydu. Hasan “Kemal ağzın güzel laf yapıyor. 5 lik profil kalmadı. Bakalım aynı güzellikte ayaklarında çalışacak mı? Sanayideki demir doğramacıya acilen gidilip profil alınacak,” diyerek elemanları sanayiye gönderdi.      

İkinci el demir doğramaların satıldığı dükkânda ucuza malzeme arayan kaynakçılar sıkı pazarlık yapıyor, dükkân sahibinin yüzü gülmüyordu. “Kemal abi demir profil istediğimiz et kalınlığında değil. Almasına alalım da Hasan usta ne der Allah bilir!” Kemal ilkokul sonrası eti senin kemiği benim denilip sanayiye fırlatılmış, her türlü fırtınayı görüp gemisini limana yanaştırmıştı. “Cengiz ha 5 milim ha 3 milim o kadar incelikten bir şey olmaz. Hem bu profili almayalım da fabrikada bir birimize mi bakalım,” diyerek profilleri kamyonete yükletti. Cengiz yaşı küçük kızı kaçırmış ailesinin baskısıyla evlenmekten vazgeçen kız şikâyetçi olunca hapse düşmüştü. İyi hali göz önünde bulundurulup erken salıverilmiş, kaynakçı olarak zor bulduğu işinde göze batmak istemiyor “Haklısın Kemal abi sonuçta aynı işi görecekler,” deyip çorbasına bakıyordu.            

Mahmut hurdaları depoya teslim ettikten sonra İzmir’den yeğeniyle ilgili aldığı güzel haberle kendine gelmiş, ustasının verdiği işleri hatasız yapmıştı. Hasan “Mahmut yaptığımız iş ne kadar önemli görüyorsun. Kim bilir; devrilen kulenin ayaklarındaki metaller belki inceydi. Bizim işte ucuz olsun, çabuk olsun denilip uygunsuz malzeme kullanıldığı çok olur. Sonrasında en yakın örnek senin yeğenin, ölenler yaralananları söylemiyorum bile,” derken “Hasan program değişti. İzmir fuarının çatı eklerini yarın teslim etmemiz lazım. Rusya’da benim birader iş bağlamış. Hafta sonu yola çıkacağız. Ona göre elinizi çabuk tutun,” diyerek çalışanlarına nefes aldırmayan patron, purosundan derin derin çektiği dumanı uzun uzun üfledi. “Hasan usta şu meymenetsiz yanımıza geldi ya tadım tuzum kaçtı,” deyip kaynak makinasını kapatan genç pide poşetini masaya yaydı. Hasan traktör fabrikası özelleştirilmeden önce devletten emekli olmayı başarmış, yaşı çalışmaya müsait olduğu için çelik yapı fabrikasına girmişti. “Koçum ne desen haklısın. Şerafettin’in umurunda mı Ramazan? Ailelerimizle beraber olacakken yollara düşeceğiz,” deyip top patlamadan önce “Cengiz’le Kemali ara bakalım. İftara yetişeceklerse ona göre kavun karpuz alacağım. Haber edersin,” diyerek fabrikadan çıktı.  

Fabrikanın girişine yanaşan kamyonetten malzemeler depoya alınırken, Hasan usta eli kolu dolu geldi. “Kolay gelsin gençler,” diyerek içeri geçti. Top patlamadan sofra kurulmuş, değişen program masa başında değerlendiriliyor kötü haber ailelere veriliyordu. Yemek sonrası profiller kesilip kaynak bölümüne getirildi.


VE SIRA SENDE; Hasan usta ne kadar Rusya’ya gitmeyi istemese de patronuyla ters düşmek istemiyor, evlilik çağına gelmiş kızıyla burslu okuyan oğlunun geleceğini düşünüyordu.  İzmir fuarı çatı ekinde kullanılacak profilleri kaynatmak üzereyken bir tuhaflık fark etti. Mahmut’tan kumpası istedi. Profillerin 5 değil 3 milim geldiğini ölçünce şaşırdı kaldı. Kaynak maskesini indirdi torçu eline alıp kaynak makinesini çalıştırdı. Mahmut ustasının bıraktığı kumpasın ekranında 3 rakamını görünce  “…” diyerek…  


Varoluşun tekrarı yok. Tekrarsız olana hazır olmak için kurmacaya, ALINTIDAN esinlenerek devam eder misin?

Yorumlar