Şempanze İHA düşürdü!

MALZEME;  

Hayat şu olmak, bu olmak için bir hırs değil, "Ben kimim?” i bulmak için bir arayış olmalıdır. Varlığını keşfetmek hayatın başlangıcıdır. Yeni bir gizem kapılarını açar, içinde yeni bir sevgi, yeni bir duyarlılık gelişir. Ve bu duyarlılık sana; ağaçlarla, kuşlarla, dağlarla, okyanuslarla, yıldızlarla arkadaşlıklar yaratacaktır. Hayatın büyür: Küçük bir havuz değildir. Tüm bu varoluş senin ailen olur çünkü hiç kimse bir ada değildir.

KURMACA; 

Hollanda.

Arnhem kenti.

Maarten van Rossum Konağı.
Duman altı olmuş salonda kafalar çekilip hara gürele ağza ne gelirse konuşulmaktadır.
“Arjen, neden erkencisin? Bir bira daha içerdik,” diyen adam Arjen’i kolundan çekerek masaya geri oturtmak istedi. “Yarın özel bir gezi grubu hayvanat bahçesine gelecek. Onları karşılayacağım,” diyen adam teklife sıcak bakmayıp masadan kalktı. Bir başka arkadaşı “Arjen, koş Gerrita’ya yalnız kalmasın. Hanım evladı seni,” deyip kızdırmaya çalışıyor erkekliğiyle alay ediyordu. Sitem dolu bakışlarla “Tanıştırmadın gitti kız arkadaşını,” diyerek Arjen’in koluna girip masadan uzaklaştırıyordu ki; Kafası kıyak adam durup “Zamanı geldiğinde tanışırsınız,” deyip hafiften yalpalayarak salondan çıktı.

Nederrijn Irmagi kenarı balıkçı kulübesi.
Işığı yakıp kulübeye girdi. Midesi ağzındaydı. Bir yandan dengesini korumaya bir yandan da üniformasını çıkarmaya çalışıyordu. Sonunda kıyafetlerinden kurtuldu. Rastgele savurdu. “Gerrita ben geldim. Nerelerdesin? Dur tahmin edeyim; salonda televizyonun karşısındasın,” deyip duvarlara yaslanarak yıkılmamaya çalıştı. Salon kapısında elektrik düğmesini aradı. El yordamıyla buldu. “Ağzını bıçak açmıyor sevgilim.  Arkadaşlar bırakmadılar. Kızma lütfen,” diyerek mankenin yanına oturdu. Ağırlaşan başını mankenin göğsüne yasladı. “Ya da bu gece kız sinirlen bağır küfret,” demesiyle gözyaşları yanaklarından aktı. Yanağını silip ayağa kalktı. Mankeni kollarından tutup “Ama lütfen susma artık,” deyip duvarlara vurmaya başladı.

Amsterdam.

Peta Hollanda yapılanması.
Toplantı salonunda projektörden yansıtılan haberleri izleyen bir grup hararetle tartışıyordu. “Royal Burger's hayvanat bahçesinde gözetleme görevi yapan bir insansız hava aracı (İHA), şempanzenin saldırısına uğradı,” diyerek ayağa kalkan adam önünde duran dosyaları alıp çaresizce masaya fırlattı.
“Hayvanat bahçesinde İHA neden gözetleme görevi yapar?” diyen bir diğeri attığı soruyla kafaları karıştırdı.
“Şempanzenin İHA'yı düşürdükten sonra ona yaklaştığı ve kırmaya çalıştığını görüyoruz,” deyip haberi durduran kadın “Normal bir şempanzenin göz bebeklerinin kırmızı olmaması gerekir,” diyerek gurubun dikkatini ayrıntıya çekti. “Hayvanat bahçesinde dönen dolapları öğrenmemiz lazım,” diyen adam grubun en genç üyesine dönüp “Jonieke, aramıza katıldığın günden bugüne sıkıldığını söyleyip duruyordun. Bu konuyu sen araştır,” diyerek ilk adımı attı.

Arnhem kenti.

Royal Burger's hayvanat bahçesi. Şempanze yaşam alanı.
Şempanze kafeslerini temizleyen kadına bekçi yaklaşıp “Günaydın Gerrita,” deyip temizlik arabasını iterek yardım etmeye çalıştı. Kadın isteksizce “Günaydın Arjen,”deyip adamın ellerini arabadan uzaklaştırdı. “Çocuklar şempanzeleri sevdiler,” diyen adam sohbeti sürdürmeye çalışıyordu. Gerrita “Keşke sende hayvanları sevsen,” diyerek şempanzelerin yemliklerini doldurmaya başladı. Bekçi kadının kendisini dinlemesi için önüne geçip “Senden kaç defa özür diledim. Beni affetmeme de kararlı mısın?” diyerek muz çuvalının ağzını keserek açtı. “Seni nasıl affedeyim. Ben onlara gözüm gibi bakıyorum. Copunla şempanzeyi az daha öldürüyordun,” deyip bekçiden copu alıp yere attı. “Muz kabuğunu yürüyüş yoluna atınca dayanamadım,” demesiyle kadının tüm kanı beynine sıçradı. “Seninle neden çıkmadığımı umarım anlamışsındır,” diyen kadını sakinleştirmek isteyen adam kadını başından tutup kendi başına doğru çekmek istedi. Kafasını kurtaran kadın “Lütfen daha fazla yaklaşma çek ellerini üzerimden,” deyip tokadı patlattı. Öfke içinde hızlıca bekçiden uzaklaştı. Olduğu yerde dona kalan Arjen “Derdin hayvan falan değil senin. Makamlı erkekler favorin. Bekçiyim diye bütün kaprisin,” diyerek yanağını ovdu. Acısı içine oturdu. Yavaş yavaş bekçi kulübesine adımladı.

Gece karanlığı hayvanat bahçesinin üzerine çöktü. Duvardan içeri bir yabancı atladı. Şapkasındaki kamerayı ve mikrofonu açtı “Hayvanat bahçesindeyim. İHA’nın düştüğü yeri düzenlemişler,” diyerek ağaçların altından şempanzelerin kafesine koştu. “Şempanzelerin kafeslerine giriyorum. Dostlarımız uykudalar. Her şey yerli yerinde gözüküyor,” deyip etrafına bakarken “Bir dakika. Kayanın arkasından ışık sızıyor. Bir kutu var,” diyerek kutuyu kurcalamaya başladı. Az bir tıkırtıyla kapı açıldı. “Bakalım bu kapı nereye açılıyor,” der demez içeri daldı. “Koridor karanlık. Tepe ışığımı açıyorum. İnanılır gibi değil. Onlarca şempanze ameliyat masalarında yatıyorlar. Bu bir delilik her yerlerinde kablolar var,” diyerek çantasından çıkardığı el fenerini etrafta gezdirmeye başladı. “Derin Dağ” ismi yabancı gelmemiş olmalı. Askeri amaçlı genetik ürünler tasarlıyorlar. Vahşet. Bütün vücutları parçalamışlar,” derken askeri üniformalı laborantların geldiğini fark etti. “Birileri geliyor. Çıkıyorum. Her şeyi kaydettim,” deyip nefes nefese kafesin içine çıktı. Kapıyı kapattı. “Dur vururum,” diyen bir adam silahını başına dayadı. “Bırak da gideyim. Bir şey çalmadım,” dediyse de bekçi dinlemedi. “Bunları polislere anlatırsın,” deyip kolunu kıvırdığı yabancıyı yönetim ofisine götürdü.

Yönetim Ofisi.
Sabah mesaisinin başlamışıyla Arjen’in nöbeti bitti. Hayvanat bahçesi müdürü yaşananlardan kaygılıydı. “Arjen, tebrik ederim. İyi bir bekçi olduğunu bizlere gösterdin,” diyerek bekçiye bir şey çaktırmamaya çalıştı. “Nöbetim bitti. Eğer isterseniz çıkmadan polislere haber verebilirim” diyen bekçi telefonu aldı. Müdür “Gerek yok. Sen çıkabilirsin. Polislerle biz iletişim kurarız,” deyip bekçiye yolu gösterdi. Müdür odasından ayrılan bekçi malzeme odasından geçerken kulağına gelen boğuşma sesleriyle duraksadı. Kapıyı aralayıp “Bıraksanıza adamı boğacaksınız,” diyerek odaya dalan Arjen gece yakaladığı yabancıyı adamlardan kurtarmaya çalıştı. Ancak yabancının cansız bedeni ayaklarının dibine düştü. Müdür odaya girip “Arjen, çok şey biliyordu. Gördüklerin sırrımız olacak. Hem biliyorsun önümüzdeki ay Jurrian emekli oluyor,” diyerek bekçiyi yemledi. “Yerine yeni bir güvenlik şefi…” demeye çalışan adamın ağzına “Alacağız. Neden şef sen olmayasın. Artık bu sana bağlı,” diyen müdür tıkadı. “Anlıyorum,” diyebilen Arjen yaşadıklarını hazmetmeye çalışarak evinin yolunu tuttu.    

Amsterdam.

Peta Hollanda yapılanması.
“Jonieke, Royal Burger's hayvanat bahçesinde kayboldu,” diyen kadın oğlu gibi sevdiği gencin acısına dayanamayıp odadan çıktı. “Kamera kayıtları onda kaldı. Gördüklerimiz kan dondurucuydu. Elimizde delil olmadan tek adım atamayız,” diyerek içinde bulundukları durumun kara bir tablosunu yapan adam derin bir nefes vererek sıkıntısından kurtulmaya çalıştı. “Jonieke kardeşimden farksızdı. O heriflerin yanına yaptıkları kar kalmayacak. Ben gidiyorum,” deyip sırt çantasını alan hayvan haklarının ateşli savunucusunu, elinden tutup “Lennert, sen hareketimizin beynisin. Seni kaybedersek tökezler düştüğümüz yerden kalkamayız,” diyerek durdurmaya çalışan ihtiyar başarısız oldu. Lennert “Hareketin beyni olarak takdir edilmek büyük bir onur. Ancak ben vicdanı olmak istiyorum,” deyip bildiğini okumakta kararlığı olduğunu gösterdi.

 Arnhem kenti.

Maarten van Rossum Konağı.
Yaşadıklarıyla kafası karışan bekçi barda sessizce oturuyordu. “Bizim bekçinin suratından düşen bin parça,” diyen arkadaşına kafasını çevirip bile bakmadı. İçkiye hayır demeyen Arjenin kayıtsızlığına şaşıran bir diğeri “Neyin var Arjen, ağzına tek damla içki sürmedin,” deyip viski uzatsa da bekçi almadı. Sonunda ağzından birkaç cümle çıktı. “Önümüzdeki ay güvenlik şefi olacağım,” dedi demesine ama yüzü gülmedi. “Ne güzel işte. Hem bu duruma Gerrita da sevinir,” deyip bardağını şerefe kaldıran adamın gözlerine donuk donuk baktı. Gruptan biri “Hafta sonu sana geliyoruz. Arkadaşının elinden bir ev yemeği yiyelim dedik,” diyerek Arjeni ensesinden sallayıp gerginliği dağıtmak istedi. Bekçi “Şey…”demenin dışında bir şey diyemedi. Hepsi bir ağızdan “Şey falan yok. Gerittayla beraber menüyü hazırlamaya başlayın,” diyerek kahkahaları patlattılar. Bir an afallayan bekçi ne diyeceğini bilemedi “Ben çıkıyorum. Bahçeye geç kalacağım,” deyip bardan kendini zor attı.  

Royal Burger's hayvanat bahçesi. Şempanze yaşam alanı.

Kafesler
Gecenin karanlığını az da olsa ay ışığı aydınlatıyordu. Bekçi copunu sallaya sallaya kafeslerin yanına gelmişti ki kadını gördü. “Geritta gece gece ne yapıyorsun?” deyip meraklı gözlerle kadını süzdü. “Gündüz çok yoğundu. Temizlik yapamadım. Haftalık haşere ilaçlaması da yapmam lazım. Bir saate işim biter,” diyen Geritta bekçinin yüzüne bakmadan bir an önce yanında ayrılmasını istediğini belli edip laflarını arka arkaya dizdi. Anlamamazlıktan gelen bekçi “Ben kulübeye geçiyorum. Bir şey olursa yardım edebilirim,” deyip ilaç şişelerini arabadan aldı. “Gerek yok,” diyen kadın şişeleri adamdan alıp yanından ayrıldı. “Şef olayım senin burnunu sürteceğim,” diyerek kulübesine doğru adımlayan bekçi copunu kafes demirlerine sürtürek birkaç hayvanı uyandırdı.

Kulübe.
Uyumamak için kahvesinden bir yudum alan adam güvenlik ekranlarına göz attı. “Kafeslerden çıkan da kim? Geritta değil,” deyip ok oldu yerinden fırladı. Bir yabancı şempanze kafeslerinden çıkmış duvarlara doğru koşuyordu. “Hey dur” diyen bekçi havaya ateş etti. Yabancı durdu. “Geçen gün arkadaşımızı öldürdünüz,” diyerek ellerini başının üstünde topladı. Arjen büyük bir haklılıkla “Arkadaşın izin almadan bahçeye girdi. Benim işim güvenliği sağlamak. Gerisi beni ilgilendirmez,” deyip kelepçeleri taktı. “Senin işin hayvanların güvenliğiyse içeride şempanzelere akıl almaz işkenceler yapıyorlar,” dediyse de bekçi adamı duymazdan geldi. Kadının “Arjen, adamı bıraksana boynunu kıracaksın. Çıkart kelepçeleri,” demesiyle bekçi adamı yere yatırıp “Geri dur Geritta. Bu adam terörist,” diyerek adamın başına silahı dayadı. Adam çektiği video kayıtlarını izlemesi için “Asıl terörist hayvanlara insanlık dışı deneyler yapan sizlerde,” deyip kadına işaret etti. Kadın videoyu izlerken “Müdürü arayacağım o ne yapacağını bilir,” diyen bekçi telsizini açtı.

VE SIRA SENDE;  Geritta, Arjen’in elinden telsizi alarak “ … “


Varoluşun tekrarı yok. Tekrarsız olana hazır olmak için kurmacaya, MALZEMEDEN esinlenerek devam eder misin?  

Yorumlar