MALZEME;
Hayat
şu olmak, bu olmak için bir hırs değil, "Ben kimim?” i bulmak için bir
arayış olmalıdır. Varlığını keşfetmek hayatın başlangıcıdır. Yeni bir gizem
kapılarını açar, içinde yeni bir sevgi, yeni bir duyarlılık gelişir. Ve bu
duyarlılık sana; ağaçlarla, kuşlarla, dağlarla, okyanuslarla, yıldızlarla arkadaşlıklar
yaratacaktır. Hayatın büyür: Küçük bir havuz değildir. Tüm bu varoluş senin
ailen olur çünkü hiç kimse bir ada değildir.
KURMACA;
Hollanda.
Arnhem
kenti.
Maarten
van Rossum Konağı.
Duman
altı olmuş salonda kafalar çekilip hara gürele ağza ne gelirse konuşulmaktadır.
“Arjen,
neden erkencisin? Bir bira daha içerdik,” diyen adam Arjen’i kolundan çekerek
masaya geri oturtmak istedi. “Yarın özel bir gezi grubu hayvanat bahçesine
gelecek. Onları karşılayacağım,” diyen adam teklife sıcak bakmayıp masadan
kalktı. Bir başka arkadaşı “Arjen, koş Gerrita’ya yalnız kalmasın. Hanım evladı
seni,” deyip kızdırmaya çalışıyor erkekliğiyle alay ediyordu. Sitem dolu
bakışlarla “Tanıştırmadın gitti kız arkadaşını,” diyerek Arjen’in koluna girip
masadan uzaklaştırıyordu ki; Kafası kıyak adam durup “Zamanı geldiğinde
tanışırsınız,” deyip hafiften yalpalayarak salondan çıktı.
Nederrijn
Irmagi kenarı balıkçı kulübesi.
Işığı
yakıp kulübeye girdi. Midesi ağzındaydı. Bir yandan dengesini korumaya bir
yandan da üniformasını çıkarmaya çalışıyordu. Sonunda kıyafetlerinden kurtuldu.
Rastgele savurdu. “Gerrita ben geldim. Nerelerdesin? Dur tahmin edeyim; salonda
televizyonun karşısındasın,” deyip duvarlara yaslanarak yıkılmamaya çalıştı.
Salon kapısında elektrik düğmesini aradı. El yordamıyla buldu. “Ağzını bıçak
açmıyor sevgilim. Arkadaşlar
bırakmadılar. Kızma lütfen,” diyerek mankenin yanına oturdu. Ağırlaşan başını mankenin
göğsüne yasladı. “Ya da bu gece kız sinirlen bağır küfret,” demesiyle gözyaşları
yanaklarından aktı. Yanağını silip ayağa kalktı. Mankeni kollarından tutup “Ama
lütfen susma artık,” deyip duvarlara vurmaya başladı.
Amsterdam.
Peta
Hollanda yapılanması.
Toplantı
salonunda projektörden yansıtılan haberleri izleyen bir grup hararetle
tartışıyordu. “Royal Burger's hayvanat bahçesinde gözetleme görevi yapan bir
insansız hava aracı (İHA), şempanzenin saldırısına uğradı,” diyerek ayağa kalkan
adam önünde duran dosyaları alıp çaresizce masaya fırlattı.
“Hayvanat
bahçesinde İHA neden gözetleme görevi yapar?” diyen bir diğeri attığı soruyla
kafaları karıştırdı.
“Şempanzenin
İHA'yı düşürdükten sonra ona yaklaştığı ve kırmaya çalıştığını görüyoruz,”
deyip haberi durduran kadın “Normal bir şempanzenin göz bebeklerinin kırmızı
olmaması gerekir,” diyerek gurubun dikkatini ayrıntıya çekti. “Hayvanat
bahçesinde dönen dolapları öğrenmemiz lazım,” diyen adam grubun en genç üyesine
dönüp “Jonieke, aramıza katıldığın günden bugüne sıkıldığını söyleyip
duruyordun. Bu konuyu sen araştır,” diyerek ilk adımı attı.
Arnhem
kenti.
Royal
Burger's hayvanat bahçesi. Şempanze yaşam alanı.
Şempanze
kafeslerini temizleyen kadına bekçi yaklaşıp “Günaydın Gerrita,” deyip temizlik
arabasını iterek yardım etmeye çalıştı. Kadın isteksizce “Günaydın Arjen,”deyip
adamın ellerini arabadan uzaklaştırdı. “Çocuklar şempanzeleri sevdiler,” diyen
adam sohbeti sürdürmeye çalışıyordu. Gerrita “Keşke sende hayvanları sevsen,”
diyerek şempanzelerin yemliklerini doldurmaya başladı. Bekçi kadının kendisini
dinlemesi için önüne geçip “Senden kaç defa özür diledim. Beni affetmeme de
kararlı mısın?” diyerek muz çuvalının ağzını keserek açtı. “Seni nasıl
affedeyim. Ben onlara gözüm gibi bakıyorum. Copunla şempanzeyi az daha
öldürüyordun,” deyip bekçiden copu alıp yere attı. “Muz kabuğunu yürüyüş yoluna
atınca dayanamadım,” demesiyle kadının tüm kanı beynine sıçradı. “Seninle neden
çıkmadığımı umarım anlamışsındır,” diyen kadını sakinleştirmek isteyen adam
kadını başından tutup kendi başına doğru çekmek istedi. Kafasını kurtaran kadın
“Lütfen daha fazla yaklaşma çek ellerini üzerimden,” deyip tokadı patlattı.
Öfke içinde hızlıca bekçiden uzaklaştı. Olduğu yerde dona kalan Arjen “Derdin
hayvan falan değil senin. Makamlı erkekler favorin. Bekçiyim diye bütün
kaprisin,” diyerek yanağını ovdu. Acısı içine oturdu. Yavaş yavaş bekçi
kulübesine adımladı.
Gece
karanlığı hayvanat bahçesinin üzerine çöktü. Duvardan içeri bir yabancı atladı.
Şapkasındaki kamerayı ve mikrofonu açtı “Hayvanat bahçesindeyim. İHA’nın
düştüğü yeri düzenlemişler,” diyerek ağaçların altından şempanzelerin kafesine
koştu. “Şempanzelerin kafeslerine giriyorum. Dostlarımız uykudalar. Her şey yerli
yerinde gözüküyor,” deyip etrafına bakarken “Bir dakika. Kayanın arkasından
ışık sızıyor. Bir kutu var,” diyerek kutuyu kurcalamaya başladı. Az bir
tıkırtıyla kapı açıldı. “Bakalım bu kapı nereye açılıyor,” der demez içeri
daldı. “Koridor karanlık. Tepe ışığımı açıyorum. İnanılır gibi değil. Onlarca
şempanze ameliyat masalarında yatıyorlar. Bu bir delilik her yerlerinde
kablolar var,” diyerek çantasından çıkardığı el fenerini etrafta gezdirmeye
başladı. “Derin Dağ” ismi yabancı gelmemiş olmalı. Askeri amaçlı genetik
ürünler tasarlıyorlar. Vahşet. Bütün vücutları parçalamışlar,” derken askeri
üniformalı laborantların geldiğini fark etti. “Birileri geliyor. Çıkıyorum. Her
şeyi kaydettim,” deyip nefes nefese kafesin içine çıktı. Kapıyı kapattı. “Dur
vururum,” diyen bir adam silahını başına dayadı. “Bırak da gideyim. Bir şey çalmadım,”
dediyse de bekçi dinlemedi. “Bunları polislere anlatırsın,” deyip kolunu
kıvırdığı yabancıyı yönetim ofisine götürdü.
Yönetim
Ofisi.
Sabah
mesaisinin başlamışıyla Arjen’in nöbeti bitti. Hayvanat bahçesi müdürü
yaşananlardan kaygılıydı. “Arjen, tebrik ederim. İyi bir bekçi olduğunu bizlere
gösterdin,” diyerek bekçiye bir şey çaktırmamaya çalıştı. “Nöbetim bitti. Eğer
isterseniz çıkmadan polislere haber verebilirim” diyen bekçi telefonu aldı.
Müdür “Gerek yok. Sen çıkabilirsin. Polislerle biz iletişim kurarız,” deyip
bekçiye yolu gösterdi. Müdür odasından ayrılan bekçi malzeme odasından geçerken
kulağına gelen boğuşma sesleriyle duraksadı. Kapıyı aralayıp “Bıraksanıza adamı
boğacaksınız,” diyerek odaya dalan Arjen gece yakaladığı yabancıyı adamlardan
kurtarmaya çalıştı. Ancak yabancının cansız bedeni ayaklarının dibine düştü.
Müdür odaya girip “Arjen, çok şey biliyordu. Gördüklerin sırrımız olacak. Hem
biliyorsun önümüzdeki ay Jurrian emekli oluyor,” diyerek bekçiyi yemledi. “Yerine
yeni bir güvenlik şefi…” demeye çalışan adamın ağzına “Alacağız. Neden şef sen olmayasın.
Artık bu sana bağlı,” diyen müdür tıkadı. “Anlıyorum,” diyebilen Arjen
yaşadıklarını hazmetmeye çalışarak evinin yolunu tuttu.
Amsterdam.
Peta
Hollanda yapılanması.
“Jonieke,
Royal Burger's hayvanat bahçesinde kayboldu,” diyen kadın oğlu gibi sevdiği
gencin acısına dayanamayıp odadan çıktı. “Kamera kayıtları onda kaldı.
Gördüklerimiz kan dondurucuydu. Elimizde delil olmadan tek adım atamayız,”
diyerek içinde bulundukları durumun kara bir tablosunu yapan adam derin bir
nefes vererek sıkıntısından kurtulmaya çalıştı. “Jonieke kardeşimden farksızdı.
O heriflerin yanına yaptıkları kar kalmayacak. Ben gidiyorum,” deyip sırt
çantasını alan hayvan haklarının ateşli savunucusunu, elinden tutup “Lennert, sen
hareketimizin beynisin. Seni kaybedersek tökezler düştüğümüz yerden kalkamayız,”
diyerek durdurmaya çalışan ihtiyar başarısız oldu. Lennert “Hareketin beyni
olarak takdir edilmek büyük bir onur. Ancak ben vicdanı olmak istiyorum,” deyip
bildiğini okumakta kararlığı olduğunu gösterdi.
Arnhem kenti.
Maarten
van Rossum Konağı.
Yaşadıklarıyla
kafası karışan bekçi barda sessizce oturuyordu. “Bizim bekçinin suratından
düşen bin parça,” diyen arkadaşına kafasını çevirip bile bakmadı. İçkiye hayır
demeyen Arjenin kayıtsızlığına şaşıran bir diğeri “Neyin var Arjen, ağzına tek
damla içki sürmedin,” deyip viski uzatsa da bekçi almadı. Sonunda ağzından birkaç
cümle çıktı. “Önümüzdeki ay güvenlik şefi olacağım,” dedi demesine ama yüzü
gülmedi. “Ne güzel işte. Hem bu duruma Gerrita da sevinir,” deyip bardağını
şerefe kaldıran adamın gözlerine donuk donuk baktı. Gruptan biri “Hafta sonu
sana geliyoruz. Arkadaşının elinden bir ev yemeği yiyelim dedik,” diyerek Arjeni
ensesinden sallayıp gerginliği dağıtmak istedi. Bekçi “Şey…”demenin dışında bir
şey diyemedi. Hepsi bir ağızdan “Şey falan yok. Gerittayla beraber menüyü hazırlamaya
başlayın,” diyerek kahkahaları patlattılar. Bir an afallayan bekçi ne
diyeceğini bilemedi “Ben çıkıyorum. Bahçeye geç kalacağım,” deyip bardan
kendini zor attı.
Royal
Burger's hayvanat bahçesi. Şempanze yaşam alanı.
Kafesler
Gecenin
karanlığını az da olsa ay ışığı aydınlatıyordu. Bekçi copunu sallaya sallaya
kafeslerin yanına gelmişti ki kadını gördü. “Geritta gece gece ne yapıyorsun?” deyip
meraklı gözlerle kadını süzdü. “Gündüz çok yoğundu. Temizlik yapamadım.
Haftalık haşere ilaçlaması da yapmam lazım. Bir saate işim biter,” diyen
Geritta bekçinin yüzüne bakmadan bir an önce yanında ayrılmasını istediğini
belli edip laflarını arka arkaya dizdi. Anlamamazlıktan gelen bekçi “Ben
kulübeye geçiyorum. Bir şey olursa yardım edebilirim,” deyip ilaç şişelerini
arabadan aldı. “Gerek yok,” diyen kadın şişeleri adamdan alıp yanından ayrıldı.
“Şef olayım senin burnunu sürteceğim,” diyerek kulübesine doğru adımlayan bekçi
copunu kafes demirlerine sürtürek birkaç hayvanı uyandırdı.
Kulübe.
Uyumamak
için kahvesinden bir yudum alan adam güvenlik ekranlarına göz attı. “Kafeslerden
çıkan da kim? Geritta değil,” deyip ok oldu yerinden fırladı. Bir yabancı
şempanze kafeslerinden çıkmış duvarlara doğru koşuyordu. “Hey dur” diyen bekçi
havaya ateş etti. Yabancı durdu. “Geçen gün arkadaşımızı öldürdünüz,” diyerek
ellerini başının üstünde topladı. Arjen büyük bir haklılıkla “Arkadaşın izin
almadan bahçeye girdi. Benim işim güvenliği sağlamak. Gerisi beni
ilgilendirmez,” deyip kelepçeleri taktı. “Senin işin hayvanların güvenliğiyse içeride
şempanzelere akıl almaz işkenceler yapıyorlar,” dediyse de bekçi adamı
duymazdan geldi. Kadının “Arjen, adamı bıraksana boynunu kıracaksın. Çıkart
kelepçeleri,” demesiyle bekçi adamı yere yatırıp “Geri dur Geritta. Bu adam
terörist,” diyerek adamın başına silahı dayadı. Adam çektiği video kayıtlarını
izlemesi için “Asıl terörist hayvanlara insanlık dışı deneyler yapan sizlerde,”
deyip kadına işaret etti. Kadın videoyu izlerken “Müdürü arayacağım o ne
yapacağını bilir,” diyen bekçi telsizini açtı.
VE SIRA SENDE; Geritta, Arjen’in elinden telsizi alarak “ … “
Varoluşun
tekrarı yok. Tekrarsız olana hazır olmak için kurmacaya, MALZEMEDEN esinlenerek
devam eder misin?
Yorumlar
Yorum Gönder