MALZEME;
İnsan
ihtiyaç duymaktansa sevmeye başladığı anda olgunlaşır. İlkinde önemli olan
nasıl daha fazlasının elde edileceğidir. İkincisinde ise önemli olan nasıl
koşulsuzca verileceğidir. O zaman diğeri olsa da olmasa da seviyor olabilirsin.
Etrafta onun kıymetini bilecek, onun taze kokularını duyacak, çevreden geçerken
"ne güzel" diyecek, hiç kimsenin olmadığı ormanın derinliklerinde bir
çiçek açtığında ne olur? Ölür mü? Acı çeker mi? Basitçe açmaya devam eder. O
mis kokularını bütüne sunmaya devam eder.
KURMACA;
Moskova’nın
doğusu Vladimir.
1985
Doğum
evi.
Hasta
odasında hamile bir kadın sıkıntı içinde yatağında uzanıyordu. Refakatçi
koltuğunda oturan adam “Olga, lütfen üzülme. Karnından alınan su testi olumlu
çıkacak. İnan bana,” diyerek eşine teselli verdi. “Sergei, sana inanmak
istiyorum. Oğlumuz Valery iyi olacak değil mi?” diyen kadın bir eliyle karnını
severken bir eliyle eşinin elini sım sıkı tuttu. Kapının açılmasıyla konuşma
kesildi. Elinde dosyayla doktor içeri girdi. Doktor “Test sonuçlarınız çıktı.
Açık konuşacağım. Bebeğiniz Werdnig-Hoffman hastası,” deyip dosyayı babaya
uzattı. Kadının gözleri doldu. Ağlamamak için kendini tuttu. Boğazı düğüm düğüm
oldu olmasına ama “İyileşecek mi?”diye cevabını tahmin ettiği soruyu sormadan
duramadı. “Hastalığın tedavisi yok. Bu hastalar genellikle akciğer enfeksiyonu
ve solunum yetmezliği nedeniyle hayatlarını kaybederler. Yaşasa bile en basit
hareketlerin neredeyse hiçbirini gerçekleştiremeyecek. Kendi kafasını bile dik
tutamayacak. İyi olan şeyler arasında bebeğinizin yüz görünümü ve zekâsını normal
olacağını söyleyebiliriz,” diyen doktor kadının tansiyonunu kontrol edip serum
ayarını düzenledi. Kadın, doktorun soğukkanlı konuşmasından rahatsız oldu.
Yatağında doğrulup “Tedavisi yok ta ne demek?” diyerek iki eliyle tuttuğu
çarşafını yırtmaya çalıştı. Kadının sinir krizi geçirdiği anlayan doktor
hemşireleri çağırdı. Kadın zor zapt edildi. Serumuna verilen sakinleştiriciyle gevşemeye
başladı. “Bebeğinizi doğurmaya bilirsiniz,” diyen doktor merhametten yoksun
önerisiyle ortamı bir kez daha gerdi. “Çık git odadan aşağılık herif,” diyen
kadın eline geçirdiği kolonya şişesini doktora fırlattı. Adam ortamı yumuşatmak
için doktoru nazikçe odadan çıkardı. “Eşimle ben konuşurum,” deyip kontrolü ele
aldı. “Olga, doktoru dinlememiz gerekebilir. Hem bebek hem de bizim için zor
olacak. Ona bunları yaşatmaya biliriz,”
diyerek dosyadaki evraklara göz attı. Kocasıyla doktor ruhsuzlukta ikiz
gibiydiler. “Sergei, sen şeytanın önde gidenisin. Seninle evlenmek için
kocamdan ayrıldım. Oğlum Mishenka’yı arayıp sormama şartıyla babasına bıraktım.
Kalkmış doğmamış oğlumuz Valery’i aldıralım diyorsun. Bir oğlumu senin yüzünden
kaybettim. Bunu kaybetmeyeceğim,” diyen kadın kocasına kapıyı gösterdi.
2015
Bahçe
içinde bir ev.
İşten
eve yorgun argın gelen kadın, mutfakta bir eli tencerede öbür eli tabaklarda masayı
hazırlıyordu. “Valery, sofraya gel dedim. Duymuyor musun oğlum!” deyip
çorbaları doldurdu. İnternetten kopamayan genç “Geliyorum anne bir dakika daha,”
deyip son mesajını göndererek tekerlekli sandalyesiyle sofraya geldi. “Gelmeyeceksin
sandım. Ne yapıyordun internette,” diyen anne oğlunun başından öpüp çorbasına
limon sıktı. Valery “Doktor Sergio Canavero ile Skype’dan görüşüyordum,”
dediğinde dinamitin fitilini ateşlediğinin farkındaydı. Kadın, kepçeyi
sallayarak “Şu doktorla görüşmeni istemiyorum. Kendisine kobay faresi arıyor,” deyip
oğlunu yola getirmeye çalıştı. Genç, bildiğini okumakta kararlı bir şekilde “Ona
güveniyorum. İlk kafa nakli için donör olmak istediğimi söyledim,” diyerek
kararlılığını gösterdi.
New
York Üniversitesi. Tıp Fakültesi. Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı.
Tıp
kitapları yığılmış masada, ajandasını dolduran adam “Doktor Canavero, mesai
biteli çok oldu,” diye seslenilmesiyle, başını gömdüğü kumdan çıkarıp “Moskova’daki
bir donörle görüştüm,” diyerek münasebetsiz muhataplığa soğukça cevap verdi.
Küstahlıkta kararlılığını “Sakın bana kafa nakliyle ilgili olduğunu söyleme. Bu
konuyu hallettiğimizi düşünüyordum,” diye üsteleyerek gösteren adamı “Doktor Caplan,
ana bilim dalı başkanı olmanız her düşündüğünüzün olacağı anlamına gelmiyor.
Kafa naklini konuştuk. Ben sizi dinlendim. Hepsi o kadar,” deyip kendinden
uzaklaştırmaya çalışsa da “Sen delisin. Kafa nakli yapılan hastanın kimyası
tamamen bozulur ve şimdiye dek görülmeyen bir akıl yitirme meydana gelir,”
diyen adam dalaşmaya devam etti. Sabrının taştığını anladığında biraz alttan
alırsa rüzgârı arkasına alabileceğini düşünüp “Doktor Caplan, hayatı boyunca
kafasından aşağısını oynatamamış birine aslında neyin acı verdiğini bilir
misiniz? Umutsuzluk,” diyerek son bir gayretle ateşe su dökmeye çalıştı. “Nakil
yapılan vücudun Spiridonov'un kafasını reddedebileceğini ve acı içinde bir
ölümün onu bekliyor olabileceğini bilmiyor musun? Umut dediğin bu mu?” deyip
uzattığı zeytin dalını kıran adamın kafasına tuğla kalınlığındaki tıp sözlüğünü
fırlatmak istese de ”Akademik kıskançlığın yüzünden pişmiş aşa su katmaya
kalkarsan, sekreterinle döndürdüğün dolaplar dillere destan olur,” diyerek aba
altından sopa gösterdi.
Bahçe
içinde bir ev.
Oğlunun
sözleriyle tüm dünyası başına yıkılan kadın “Bana sormadan kendi başına nasıl
böyle bir karar verirsin,” diyerek yeni doldurduğu çorba kâsesini evyeye
boşaltıp bulaşık makinesine koydu. Valery, şaşkınlıktan ne yaptığını bilmeyen
annesinin haline gülüp “Bu fikrimden asla vazgeçmem. Kafamın başka bir bedene
yerleştirilmesinden mutlu olacağım,” diyerek annesinin sinirlerini zıplattı. “Baban
bizi terk edip gitti. İkimize de ben baktım. Beni dinlemedi. Şimdi köprü
altlarında sürten bir ayyaş oldu. Sende beni dinlemiyorsun,” diyen kadın
önlüğünü çıkarıp topak yaptı. Mutfağın orta yerine fırlatıp ışığı kapatıp
çıktı.
“Kendimi
bildim bileli hareket edemeyen bu vücuttayım. En azından ölmeden önce bir başka
bedende yer alabilme fırsatını değerlendirmek istiyorum,” diyen Valery
karanlıkta çorbayı pipetle emdi.
Otoban
İlk
evlilik yıl dönümlerini güzel bir restaurantta yedikleri enfes yemekle kutlayan
çift arabalarında romantik müzik eşliğinde sürüşün keyfini çıkartıyorlardı. “Mishenka,
seninle beraber ilk yılımızı geride bıraktık,” diyen eşinin mutluluğuna “Nadia,
zamanın nasıl geçtiğini anlamadım,” diyerek ortak olan adam torpido gözünden
çıkardığı küçük hediye paketini eşine verdi. “Bilmeni isterim; kalbim her zaman
sana olan sevgimle dolu olacak,” diyen Nadia, Mishenka’yı yanağından öptü. Adam,
kadının kulağına “Sana söylemek istediğim bir şey var,” diyerek fısıldadı. “Meraklandırmadan
söylemeyeceksin değil mi?” diyen kadın nazlanıp kapının yanına yanaştı. Adam,
eşinin küçük oyunlarına bayılıyordu. Kadından makas almak için eğildiği sırada “Mishenka,
yola bakkk,” diye kadının çığlığı arabayı doldurdu.
Hastane.
Kaza
yerine gelen ambulans takla atan arabadan aldığı ağır yaralı bir erkek ve hafif
yaralı kadını hastaneye zamanında yetiştirmeyi başarmıştı. Kadın ayakta tedavi
edildi. Ancak erkek şanslı değildi. Tüm çabalara ve geçirdiği ameliyata rağmen
iyileşme göstermedi. Gidişatı değerlendiren Doktor, erkeğin bitkisel hayattan
çıkamayacağını teşhis etti. Kötü haberi vermenin tüm ağırlığını omuzlarında
hissederek “Kocanızın beyin ölümü gerçekleşti,” deyip eşinin son durumunu
kadına açıkladı. Kadın sadece “Yapabileceğimiz bir şey yok mu?” diyebildi.
Doktor son noktayı “Hiçbir zaman bitkisel hayattan çıkamayacak,” diyerek koydu.
New
York Üniversitesi. Tıp Fakültesi. Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı.
Hastanedeki
iş akışını ofis bilgisayarından inceleyen adam asistanı çağırarak “Doktor
Canavero’yu hastanede göremedim. Hasta da muayene etmemiş,” deyip üstü kapalı
bilgilenme isteğini dile getirdi. Asistan “Doktor Caplan, haberiniz yok mu?
Kendisi acil olarak Moskova’ya uçtu. Trafik kazası sonrası bitkisel hayata
giren bir adamın vücut bağışı için eşiyle görüşecekti. Bilmiyor muydunuz?”
deyip şaşırdı kaldı. Doktor Canavero’nun
kafa naklinden vaz geçmeyeceğini anlayan adam tekerleğe çomak sokmaya karar
verdi. “Moskova’ya bir bilet ayarlayın. Bu haftaki tüm randevularımı iptal
edin. Bir de bana, kafa donörü olmayı kabul eden Valery’nin ailesinin adresini
bulun,” diyerek yangından mal kaçırmaya başladı.
Hastane.
Kadın
sevdiği adamın gün be gün gözlerinin önünde erimesinin vereceği acıyı
iliklerinde hissederek “O zaman fişimi çekeceğiz,” diye sordu. Doktor “Werdnig-Hoffman
sendromuyla dünyaya gelen ve vücudunu hareket ettiremeyen 30 yaşındaki Valery
Spiridonov yardımınız dokunabilir,” deyip kadının yüreğine su serpti. “Organ
bağışımı istiyorsunuz?” diyen kadın az da olsa rahat bir nefes aldı. Doktor “Öylede
denilebilir. Kafa naklinin yapılabilmesi için kocanızın tüm vücuduna
ihtiyacımız var,” dediğinde “Mishenka benim biricik kocam. Başka bir adamın
kafası…” diye hıçkırıklara boğuldu. Duvarlardan destek alarak yürümeye çalıştı.
Eşinin odasından yıkıla yıkıla hava almaya çıktı. Doktor peşinden koşup
yetişti.
VE
SIRA SENDE; Doktor, gözyaşlarını silmesi için kadına mendil uzatarak “ … “
Bahçe
içinde bir ev.
Kapıyı
açan kadına “Olga Spiridonov?” diye sordu. Kadın sessizce başını salladı. “Merhaba
ben Doktor Caplan. New York Üniversitesi tıp fakültesi beyin ve sinir cerrahisi
anabilim dalı başkanıyım,” dedi ancak kadın kulak vermeden içeri geçti. Kadının
arkasından eve girdi. “Hastaneden aradılar. Valery ambulansla hastaneye gitti,”
diyen kadın bakışları sabit halıya bakıyordu. Kadın oturması için yer
göstermese de adam kadının karşısındaki koltuğa oturup “Bayan Spiridonov, Doktor Canavero güvenilmez bir adamdır.
Yapacağı operasyonla ilgili sizi ne kadar bilgilendirdi bilmiyorum,” diyerek
kadının içine kurt düşürmeye çalıştı. “Doktorla hiç görüşmedim. Oğlum otuz
yaşında. Velisi değilim. Doktorla kendisi görüştü. Bana laf düşmedi,” diyebilen
kadın titreyen eliyle cebinden çıkardığı sigara paketinden bir sigara çıkardı. “Tarihin
ilk kafa nakli deneyi bundan 45 yıl önce, 1970 yılında bir maymun üzerinde
denenmiş, ancak bedenin kafayı reddetmesi sebebiyle hayvan yalnızca 8 gün
hayatta kalabilmişti. Omurilik ve bedenin doğru birleştirilmemesi sebebiyle nefes
alması dahi mümkün olmamıştı,” diyen adam çakmağıyla sigarayı tutuşturacakken,
kadın sigarayı atıp ok gibi yerinden fırladı. Adam, yaktığı fitne ateşinin
hazzıyla kadının attığı sigarayı aldı…
Hastane.
Hışımla
danışma masasına gelen kadın görevlileri korkuttu. “Valery Spiridonov’un
annesiyim. Oğlum nerede?” diyerek masayı defalarca yumrukladı. “Ameliyat için
hazırlanıyor,” diyen sekreter kız belayı başından savuşturmak istedi. “Ameliyat
olmayacak. Doktor Canavero risklerle ilgili oğlumu açıkça bilgilendirmemiş,”
diyerek arkasını döndüğünde doktorla burun buruna geldi. “Hemşire hanım siz
içeri Valery’nin yanına geçin. Ben de az sonra hazırlıkları kontrole geleceğim,”
diyen doktor, masa etrafında toplananları ateş hattından çıkarttı. Kadın doktorun
yakışına yapışıp “Maymun naklinden oğluma bahsetmedin değil mi! Diplomandan
utan. Oğlumu öldüremeyeceksin,” diyerek sarsmaya başladı. Kocası bitkisel
hayata giren kadın “Doktor Bey, Bayan Spiridonovla ben konuşurum,” diyerek
acılı anneyi doktordan ayırdı.
VE SIRA SENDE; Mishenka’nın eşi, Bayan Spiridonov’un koluna
girerek “ … “ hava alması için dışarı
çıkarttı.
Varoluşun
tekrarı yok. Tekrarsız olana hazır olmak için kurmacaya, MALZEMEDEN esinlenerek
devam eder misin?
Yorumlar
Yorum Gönder